Kısa Dinamik Terapilerin Karşılaştırılması (12. Bölüm)

Okuyacağınız metin Handbook of Short-Term Dynamic Psychotherapy’nin [Kısa Süreli Dinamik Psikoterapi El Kitabı] 12. bölümünün çevirisidir. Tüm bölümler için şuraya bakınız.

Jacques P. Barber and Paul Crits-Christoph

Çok sayıdaki kısa dinamik psikoterapi türü, uygulayıcılar ve araştırmacılar için bu yaklaşımların nasıl ayırt edileceği, hangi biçimin hangi amaç için seçileceği konusunda bir yük oluşturmaktadır. Bu bölümde çeşitli yaklaşımları karşılaştırmakta ve aralarındaki farklılıkların klinik sonuçlarını ana hatlarıyla sunmaktayız.

Bölüm, kısa dinamik psikoterapiyi tanımlayan temel sorunlar ve parametrelere göre yapılandırılmıştır. Önce, çeşitli kuramcıların kendi özgün tedavi türleri için hasta seçimine ilişkin sundukları ölçütleri gözden geçiriyoruz. Ardından tedavi süresine ilişkin konuyu tartışıyoruz. Daha sonra terapötik süreçlerin çeşitli aşamalarını inceliyoruz.

Bölümün ikinci kısmında kuramcıların terapötik değişimi nasıl kavramsallaştırdıklarına odaklanıyoruz. Bu betimlemelerin içine, kısa dinamik psikoterapinin çeşitli biçimlerinde yer alan psikolojik süreçleri açıklamaya yönelik bir çaba da içkindir. Tedavi sırasında nelerin değiştiğini, değişimi ortaya çıkarmak için kullanılan özgül teknikleri ve değişimin nasıl meydana geldiğini ele alıyoruz. İçgörü ve aktarım gibi temel kavramlara ilişkin konular ayrıntılı biçimde tartışılmaktadır.

Bu incelemede yalnızca bu kitabın bölümlerinde sunulan materyali değil, aynı yazarların başka yazılarını ve burada temsil edilmeyen diğer kuramcıların çalışmalarını da kullanıyoruz. Ayrıca, yaklaşımlarının belirli yönleri her ne kadar bölüm 4’te Michael Laikin, Arnold Winston ve Leigh McCullough tarafından sunulmuş olsa da, David Malan ve Habib Davanloo gibi önemli kısa dinamik kuramcıların özgün yazılarında ortaya koydukları görüşleri de inceliyoruz.

HASTALARIN SEÇİMİ

Kısa süreli terapide, ister dinamik yönelimli olsun ister olmasın, hastanın sorunlarına ilişkin eksiksiz ve ayrıntılı bir değerlendirme ile formülasyon yapmak, bu zorlu yolculuk için en uygun adayları seçmede kritik öneme sahiptir. İlk birkaç seans içinde böyle bir değerlendirme ya da formülasyon yapamayan bir terapistin, tedaviyi yeterince odaklayabilmesi ve kısa dinamik terapi uygulayabilmesi olası değildir. Buna karşılık psikanalizde analistin hastanın formülasyonunu tanımlamak ve ayrıntılandırmak için bolca zamanı vardır. Dolayısıyla kısa terapide ilk seanslar, uygun hastaların seçilmesi ve tedavinin odağının belirlenmesi gibi çift yönlü bir amaca sahiptir.

Kısa süreli dinamik psikoterapistler, tekniklerinin uygulanabilirliği konusunda geniş bir yelpaze önermişlerdir. Bazıları yöntemlerinin sınırlı bir hasta grubuna uygun olduğunu savunurken, diğerleri bu yöntemlerin geniş bir patoloji aralığında kullanılabileceğine inanmaktadır. Örneğin James Mann’in terapisi (2. bölüm), iyi işlevselliğe sahip nevrotik hastalar gibi belirli bir hasta grubu için tasarlanmıştır; ancak elbette kullanılan bazı teknikler başka tür hastalara da uygulanabilir. Horowitz’in Stres Tepki Sendromları için Kısa Süreli Dinamik Terapisi (STS-KSDT) [Short-Term Dynamic Therapy for Stress Response Syndromes, STDP-SRS], (7. bölüm), belirli bir tanısal kategori, yani büyük streslerle karşılaşmış hastaları tedavi etmek üzere geliştirilmiştir. Kısa Süreli Adaptif Psikoterapi veya (KSAP) [Brief Adaptive Psychotherapy or BAP]; (Jerome Pollack, Walter Flegenheimer ve Arnold Winston tarafından hazırlanan 8. bölüm), hafif nevrotikler ile Kümek C kişilik bozuklukları bulunan (çekingen, bağımlı, obsesif-kompulsif ve pasif-agresif kişilik bozuklukları) belirli popülasyonlar için geliştirilmiştir. Pollack, Flegenheimer ve Winston’ın araştırma amaçlı olarak dahil edilme ölçütlerini sınırladıkları ve şu anda nispeten daha ciddi sorunları olan hastaların KSAP’den yararlanıp yararlanamayacaklarını incelemekte oldukları da belirtilmeye değer görünmektedir. Buna karşılık Laikin, Winston ve McCullough (Yoğun Kısa Süreli Dinamik Terapi veya YKSDT) [Intensive Short-Term Dynamic Therapy or ISTDP], 4. bölüm; Davanloo, 1985), Lorna Smith Benjamin (10. bölüm) ile Lester Luborsky ve David Mark (Destekleyici-Dışavurumcu (DD) Psikoterapilerinin, 5. bölüm, Luborsky, 1984 [Supportive-Expressive, (SE) Psychotherapy, chapter 5; Luborsky, 1984] onların terapilerinin geniş bir hasta yelpazesinde başarıyla kullanılabileceğini ileri sürmektedir. Bununla birlikte YKSDT veya DD psikoterapi kullanan terapistler, psikotik bozukluklar ve borderline kişilik bozukluklarını dışlamaktadır. Luborsky (1984) başlangıçta bu tür hastaları dışlamamıştır. Ayrıca Luborsky, psikiyatrik şiddete dayalı özgül bir kural da ortaya koyar: Hastanın durumu ne kadar ağırsa psikoterapi o kadar destekleyici [support] ve o kadar az dışavurumcu [expressive] olmalıdır.

Luborsky’nin DD Psikoterapi [SE Psychotherapy] terapisi zorlu bir hasta popülasyonu olan bir Gazi Hastanesi’ndeki opiyat bağımlılarıyla incelenmiştir. DD’nin ilaç danışmanlığına ek olarak uygulanmasının, opiyat kötüye kullananların tedavisinde bilişsel terapi kadar etkili olduğu gösterilmiştir (Woody ve diğerleri, 1983). Woody ve çalışma arkadaşları ayrıca, eşzamanlı majör depresyonu bulunmayan antisosyal kişilik bozukluğuna sahip hastaların psikoterapiden yarar görmediğini de ortaya koymuşlardır.

Kısa süreli dinamik terapiler için belirlenen seçim ölçütleri, psikodinamik ve kişilikle ilgili etmenlerin en az özgül tanı kadar önemli görülmesi nedeniyle DSM-III tanı kategorilerini zorunlu olarak takip etmez. Yazarlar, formel tanıyı hasta seçiminde yeterli görmezler; çünkü tedavinin amaçları çoğu zaman kişilerarası ya da intrapsişik işlevselliğin (ya da her ikisinin) iyileştirilmesini içerir. Horowitz’in (7. bölüm) stres tepki sendromlarına odaklanması bile DSM tanı sınıflandırmasını izlememektedir; çünkü stres tepki sendromları başlığı altında çok çeşitli tanılar yer almaktadır.

555. sayfadan devam edecek.

Tablo 1

Hasta seçimi için ölçütler

Teorisyen/TerapiDahil Etme KriterleriHariç Bırakma Kriterleri
Malan* Katı psikiyatrik ve dinamik ölçütler
* Açık ve uyumlu (responsive) olabilme kapasitesi
* Deneme yorumlarına olumlu yanıt.
* Bağımlılıklar, ciddi intihar girişimleri, ağır majör depresyon, ağır eyleme dökme davranışları.
Nielsen &
Barth/STAPP
* Zeka, psikolojik kavrayış
* Anlamlı ilişkiler öyküsü
* Görüşme sırasında uygun duygulanım
(duygusal ifade edebilirlik ve esneklik)
* Tek bir temel ve özgül yakınma
* Belirti gideriminin ötesinde değişim için motivasyon
* Psikoz, majör duygulanımsal sendromlar, bağımlılıklar, intihara yönelim ve eyleme dökme, ağır karakter patolojisi
Mann/TLP* İyi ego gücü: hızlı duygulanımsal angajman ve geri çekilme kapasitesi
* Tanımlanabilir merkezi odak
* Etkili nevrotik savunmalara sahip borderline olgular dâhil, hafif nevroz ve kişilik bozuklukları
* Psikoz, şizoid ve ağır obsesyonel kişilik bozuklukları, ağır psikosomatik bozukluklar
Laikin, Winston, &
McCullough/ISTDP
* Geniş yelpaze
* Deneme niteliğindeki terapiden geçmek
* Psikoz, ağır majör depresyon, beyin işlev bozukluğu, belirgin intihar ve eyleme dökme eğilimleri, bağımlılıklar
* Deneme niteliğindeki terapi sırasında ya da sonrasında “dekompansasyon [decompensation]”
Pollack,
Flegenheimer, & Winston/BAP
* Deneme yorumlarına olumlu yanıt* Ağır kişilik bozuklukları, psikotik durumlar, madde kötüye kullanımı, ilaç tedavisi, organik beyin bozukluğu ve hafif ya da orta düzeyde anksiyete ve/veya duygudurum bozuklukları dışındaki herhangi bir Eksen I tanısı.
* Değerlendirme görüşmesi sırasında ortaya çıktığı üzere yüzleştirici psikoterapiyi tolere edemeyen hastalar
Pinsker, Rosenthal,
McCullough/Dynamic supportive
* Psikoz dâhil geniş bir yelpaze
* Terapinin hastaların işlevsellik düzeyine göre uyarlanması
* Dışavurumcu tedavi için kontrendikasyon
Luborsky & Mark/
Supportive-Expressive
Psikotik hastalar, borderline kişilik bozuklukları, intihara yönelik eyleme dökme, duygulanım bozukluklarının eşlik etmediği antisosyal kişilik bozukluğu
Binder & Strupp/
Vanderbilt TLDP
* Tutarlı ve tanımlanabilir kişilerarası temalar
* Kendilik ile ötekiler arasında ayrım yapabilme
* İnsan ilişkileri kurma kapasitesi
* Terapistle işbirlikçi bir ilişki oluşturabilme yetisi
Benjamin/SASB-RCL* Öğrenmeye ve kendine odaklanmaya istekli olma* İşbirliği yapma kapasitesinin olmaması
* Güçlenmeye isteksizlik; örneğin bağımlılıklar
* Terapistle değer çatışması
* Normatif yaşam krizi
* Eyleme dayalı davranışı tedavinin ilk üç ayında kontrol altında tutamama
* Psikotik olup varsanıları kontrol edememe
* Beyin işlev bozukluğu
Baker/Kendilik Psikolojisi* Değişim için motivasyon
* Etkin bir kendilik yapısı
* Olumlu geçmiş kişilerarası ilişkiler
* Zekâ
* Kendini anlamaya ilgi
* Ağır kendilik patolojisi, psikoz, bağımlılıklar, ağır kişilik bozuklukları
Horowitz/STDP-SRS* Bir ya da birkaç yakın dönem travmatik olay*Aşırı çatışmalı ya da yetersiz kişilik; psikoz; borderline kişilik bozuklukları; hukuki süreçlere dâhil olma

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir