Geç/son çocukluk (15)

Yazar:

Kategori:

Anahtar kavramlar

Geç/son çocukluk dönemi (later childhood) boyunca (6-12 yaş), çocuklar bilişsel ve aile dışında ilişkiler kurma becerilerini geliştirirler.

Bu dönemde nüvelendiği düşünülen yetişkin örüntüleri (pattern) ve sorunları (problem) şunları içerir:

  • Tanılanmış veya tanılanmamış öğrenme güçlükleri (learning disability)
  • Öğrenme güçlükleriyle ilgili öz saygı [kendilik değeri]
  • Akran ilişkileri

İlk (çocukluk) yıllarının ötesindeki gelişim

Psikodinamik formülasyonu düşündüğümüzde, genellikle erken ve orta çocukluk dönemindeki gelişimin, özellikle de bakıcılarla/bakımverenlerle ilişkiler açısından gözden geçirilmesini düşünürüz. Ancak gelişim yaşam boyu devam eder. Örüntüler erken yetişkinliğe kadar nadiren sabit kalır ve büyük değişiklikler yaşamın ilerleyen dönemlerinde bile meydana gelebilir.

Erik Erikson, gelişimin yaşam boyunca meydana geldiğini düşünen bir psikanalistti. Yaşam döngüsünü sekiz aşamaya bölünmüş olarak kavramsallaştırdı ve her aşamada insanların büyüyüp gelişmesinin temel yollarını belirledi (Erikson, 1995). Bu fikri kullanarak, yetişkinliğin belirli sorunlarının, belirli bir aşamada gelişmiş olabilecek zorluklarla bağlantılı olduğunu düşünebiliriz. Önümüzdeki birkaç bölümde,

• Geç çocukluk, ergenlik ve yetişkinlik döneminde sıklıkla ortaya çıkan gelişimin yönlerini kısaca gözden geçireceğiz.

• Bu dönemlerin her birinde ortaya çıkan zorluklarla bağlantıları olduğunu düşündüren yetişkin sorunlarını vurgulayacağız.

Geç çocukluk döneminde gelişim (6-12 yaş)

Bilişsel gelişim ve ego işlevlerinin inşası

Olağandışı durumları bir kenara bırakırsak, 6-12 yaş arası çocukların çoğu için okul hayatın merkezidir. Bu süre zarfında çocukların beceriler (skill) öğrenmesi gerekir (Piaget, 1929). Ayrıca gelişmek ve büyümek için bu becerilerin (hatta yazmaktan aritmetiğe, kemana kadar her şey) nasıl uygulanacağını öğrenmeleri gerekir. Hobiler ve başka ilgi alanları kazanırlar, bu eğlenceleri kaygı ve dürtülerle başa çıkmak ve özgüven oluşturmak için kullanmayı öğrenirler. Beceri geliştirme genellikle bu dönemde çocuklar için en büyük büyüme alanıdır. İlkokul yıllarındaki oyun ve aktivitelerde zorluk çekenler, ergenlik döneminde hormonların ve diğer değişikliklerin gelgit dalgası onları vurduğunda dezavantajlı duruma düşebilirler.

Aile dışındaki ilişkiler

Aile dışında (hem yetişkinlerle hem de diğer çocuklarla) ilişkiler kurmak bu dönemin bir diğer önemli görevidir (Leventhal ve Dawson, 1984). Birincil bakıcılar, daha sonraki çocukluk döneminde merkezi figürler olmaya devam eder ve onlara bilhassa stres veya geçiş dönemlerinde ihtiyaç duyulur. Ayrıca okuldaki yetişkinlerle olan bağlantıların gelişim üzerinde önemli bir etkisi olabilir. İhmal edici veya istismarcı birincil bakıcıları olan veya hiç birincil bakıcısı olmayan çocuk için, ilgili bir akıl hocası, öğretmen veya koçun olumlu, iyileştirici etkileri olabilir. En iyi arkadaş bile yardımcı olabilir. Bu dönemin temel gelişimsel görevlerinden biri, akranların dünyasında yer almaktır. Bu dönemde akran yaşamı çiçek açabilir (Rubin, 1980), zorbalar ve gruplar ise yıkıcı olabilir (Espelage ve De La Rue, 2012). İster öğretmenlerle ister akranlarla olsun, istismarcı okul ilişkileri kendilik değerinin gelişimine zarar verebilir. Bu, ırk gibi kimliğin marjinalleştirilmiş yönleriyle ilgili olduğunda özellikle zararlı olabilir. Çocuklar arasındaki ırksal gruplandırma genellikle bu dönemde başlar, dolayısıyla çoğunluğu beyaz olan bir okuldaki siyahi bir çocuk için bunun akran ilişkileri geliştirme üzerindeki etkisi yıkıcı olabilir (Tatum, 2017).

Ailedeki değişimler

Çocuklar büyüdükçe ailelerinin değişme olasılığı da artar. Çocuklar okul çağına geldiğinde bakıcıları bir süredir bir arada olabilir, bu da ailede parçalanma (örn. boşanma) olasılığının arttığı anlamına gelir. Bakıcılar kendi yaşam değişikliklerini deneyimledikçe, bakıcıların mali durumlarında ve ailenin yer değiştirmesinde de değişiklikler meydana gelebilir. Aileye kardeşler eklenebilir, akraba ölümleri yaşanabilir. Tüm bu olayların gelişmekte olan çocuğu etkilemesi muhtemeldir. Bu olayları tartışırken, sadece çocuğun tepkisini değil aynı zamanda bakıcıların tepkilerini de öğrenmek önemlidir; örneğin bir babanın büyükanne ve büyükbabasının ölümünden sonra depresyona girmesi veya bir annenin işini kaybettikten sonra alkol tüketiminin kötüleşmesi gibi.

Daha geniş bir dünya

Çocuklar dünyayla daha fazla etkileşime girdikçe, her türlü kültürel farklılık onlar için daha bariz hale gelir. Erken çocukluklarını daha homojen bir toplulukta geçirdikten sonra, kendilerini ırksal veya etnik azınlık içinde buldukları mahallelere otobüslerle götürülen çocukları düşünün. Rol beklentileri kültürden kültüre farklılık gösterebilir (örneğin kızların okulda başarılı olup olmayacağı ya da erkeklerin bale yapıp yapamayacağı gibi) ve bu farklılıkların tanınması çocukların kendilerine ilişkin deneyimlerini etkileyebilir. Ek olarak, geç çocukluk döneminde grup akranlarının etkisi ön yargılı düşünce ve eylemleri şekillendirmeye başlar. Toplumsal açıdan dışlanmış kimliklere sahip çocuklar (ör. cinsel, ırksal veya etnik), bu tür deneyimler nedeniyle hedef haline gelebilir ve travma geçirebilir, bu da gelişimi olumsuz yönde etkileyebilir. James’i göz önüne alalım:

11 yaşında Afrikalı-Amerikalı bir erkek olan James, ailesinin yakın zamanda taşındığı orta sınıf bir banliyöde ağırlıklı olarak beyazların olduğu bir ortaokula gidiyor. Başlangıçta okul değiştirme ihtimalinden heyecan duysa da, okul yılının yarısına gelindiğinde James’in notları, önceki takdir gören performansına kıyasla önemli ölçüde düştü. James aynı zamanda değişimi anlamayan ebeveynlerine karşı da daha fazla içine kapanık hale geldi. Terapiye girme sürecinde James’in terapisti, kendisinin akran gruplarından dışlandığını, “basketbol oynayamayan siyahi bir çocuk” ve “her şeyi bilen” biri olmakla dalga geçildiğini keşfetti. James ayrıca aralıklı olarak ırkçı içerikli hakarete maruz kaldı. James, kendini yalnız hissettiğinden ve arkadaş edinememekle başa çıkmakta zorlandığından bahsetmeye başladı. Terapistine “Eski okulumda pek çok arkadaşım vardı” diyor. “Herkes benim gibiydi.” James akademik olarak geri çekilmeye devam etmenin ve akranlarının onayladığı faaliyetlere geçmenin arkadaş edinmeyi kolaylaştırıp kolaylaştırmayacağını merak ediyor. Irkının ve konuşma şeklinin akranları arasında yaşadığı ötekileştirmeye katkıda bulunma olasılığını nasıl yöneteceği konusunda mücadele etmeye devam ediyor.

Erken ve orta çocukluk döneminde iyi bir performans sergileyen James, daha sonraki çocukluğunda yeni bir çevreye atılır. Burada kendisini ilk kez ötekileştirilmiş olarak deneyimliyor ve bu durum kimlik, akademik performans ve akran grubu ilişkilerinde zorluklara yol açıyor.

Geç çocuklukta nüvelendiği düşünülen yetişkin örüntüleri ve sorunları

Bilişsel zorluklar ve buna bağlı kendilik değeri/öz güven/benlik saygısı meseleleri

Bilişsel zorluklarla başvuran ve demans ya da diğer nörodejeneratif bozukluklardan muzdarip olmayan yetişkinler, geç çocukluk döneminde bilişsel becerileri geliştirme yeteneklerini etkileyen zorluklar yaşamış olabilirler. Çocukluğun ilerleyen dönemlerinde zorluk yaşayan çocuklar, hayatları boyunca akademik açıdan zorluk yaşayabilirler. Okuma veya temel aritmetik sorunları nedeniyle işte başarılı olma becerileri etkilenen yetişkini düşünün. Bu tür zorluklar aynı zamanda benlik saygısını da etkileyebilir (Kita ve Inoue, 2017), insanların kendilerini sürekli olarak yetersiz hissetmelerine ve kaygıyı gidermek için entelektüel çabaları kullanmada zorluk yaşamalarına yol açabilir.

Geç çocukluk döneminde bilişsel becerilerin geliştirilmesiyle ilgili sorunlar aşağıdakilerle ilişkili olabilir:

• İlkokulda ortaya çıkan, bilinen veya fark edilmeyen bir dikkat sorunu veya öğrenme güçlüğü

• Geç çocukluk döneminde bilişsel gelişimi engellemiş olabilecek diğer sorunlar

Örneğin bu dönemde meydana gelen travma, tıpkı psikiyatrik bozukluklar gibi öğrenmeyi olumsuz etkileyebilir (Bosquet Enlow ve ark., 2012). Dikkat veya duygudurum düzenlemesi ile ilgili sorunlar karşısında bilişsel işlevini pekiştirmeye çalışan, bipolar bozukluğu veya DEHB’si olan bir çocuğu düşünün. Sadece çocuğun bilişsel gelişiminin nasıl olduğunu değil, aynı zamanda çocuk ve bakıcılarının buna nasıl tepki verdiğini de bilmek isteriz. Ciddi bir öğrenme bozukluğuna yapıcı bir şekilde tepki veren bakıcılar ve öğretmenler, bunun benlik saygısı gelişimi üzerindeki etkilerini azaltabilirken, oldukça eleştirel veya hayal kırıklığına uğrayanlar etkileri daha da kötüleştirebilir (Clark, 1997). Okul işlevi ve kendisinin ve başkalarının beklentileri, benlik saygısının gelişimi üzerinde önemli bir etkiye sahip olabilir ve utancın gelişmesine belirgin bir şekilde katkıda bulunabilir. Sınırlı bilişsel yeteneklerinden utanan ve çocukları matematik veya okuma becerilerini aşmaya başladığında mesafeli davranan bir ebeveyni düşünün. Bu sadece ebeveyni değil çocuğu da etkileyebilir.

Akran ilişkileri

Akran ilişkilerinde zorluk yaşayan yetişkinler, daha sonraki çocukluk döneminde de zorluklarla karşılaşabilirler. Otizm spektrum bozukluğu, sosyal kaygı ve psikotik bozukluklar gibi zorluklar da dikkate alınmalıdır. Bununla birlikte, çocuklar geç çocukluk dönemindeki zorluklar nedeniyle (örn. psikiyatrik veya tıbbi hastalık, azınlık kimliği nedeniyle zorbalığa uğramak veya ötekileştirilmek, sık sık yer değiştirmek ve/veya travma/kayıp yaşamak) kolayca arkadaşlık kurmayı, akranlarıyla esnek bir şekilde etkileşime girmeyi ve gruplar halinde sosyalleşmeyi öğrenme şansını kaçırırsa yetişkin olduklarında akran ilişkilerinde zorluk yaşayabilirler. Şu üç yetişkin hastada bunun kulağa nasıl geldiğine bakalım:

Hasta 1: Birebirde iyiyim ama grup içinde kayboldum.

Hasta 2: Yeni bir bölüme transfer edilmekten korkuyorum; yeni bir gruba girmem imkansız.

Hasta 3: Yalnızca birisi bana ulaşırsa bağlantı kurabiliyorum, asla ilk başlatan ben değilim.

Bu yetişkinlerin akran ilişkilerinin geç çocukluk döneminde öğrenilmesi önemli zorlukları ortaya çıkarabilir.

Geç çocukluk döneminin yaşam öyküsünü öğrenmek

Çoğu yetişkinin geç çocukluk dönemlerine ilişkin net anıları vardır ve bu aşamanın net bir gelişimsel geçmişini verebilirler. Bu zamandaki büyük hafıza boşlukları travma, tıbbi hastalık veya madde bağımlılığı öyküsüne işaret edebilir. İşte hayatınızın bu önemli dönemi hakkında bilgi edinmenize yardımcı olması için önerilen bazı sorular:

Okulda zamanınız nasıl geçerdi?

Herhangi bir öğrenme probleminiz oldu mu? Hiç öğrenme güçlükleri açısından test edildiniz mi? Cevabınız evet ise hayatınızdaki insanlar nasıl tepki verdi?

Arkadaşlarınızın olduğunu hatırlıyor musunuz?

Ne tür faaliyetlerde bulunurdunuz?

Bu süre zarfında ailenizde herhangi bir değişiklik oldu mu?

Bunu özellikle endişeli veya depresyonda olduğunuz bir zaman olarak mı hatırlıyorsunuz?

Bu dönemde herhangi bir hastalığınız oldu mu? Herhangi bir ilaç kullanıyor muydunuz?

Bu süre zarfında hiç ciddi bir sorunla karşılaştınız mı?

Özellikle rahatsız edici veya travmatik bir şey oldu mu?

Bu dönemde herhangi bir ayrımcılık veya ön yargı olayıyla karşılaştınız mı?

İnsanlar bu yıllarda herhangi bir psikiyatrik hastalığın olup olmadığını bilmeseler de genellikle yaşadıkları genel hikayeleri hatırlayacaklardır. Örneğin bir hasta DEHB hastasıdır, ancak büyük zorluklar yaşadığını, sürekli yerinde duramama sorunu yaşadığını, bir kitabı asla bitiremediğini söyleyebilir. Ancak yetişkin birinin, gelişimine, çocukluğuna kadar uzanan teşhis edilebilir bir psikiyatrik bozukluğa sahip olma ihtimalinin yaklaşık altıda bir olduğu unutulmamalıdır. (Hastalık Kontrol Merkezi [CDC], 2021). Erken dönemdeki fizyolojik ve/veya duygusal zorlukları içeren bir yaşam öyküsü, mevcut sorunların kökenine ışık tutabilir. Aşağıdaki soru türleri yetişkin bir kişinin erken semptomatoloji geçmişi hakkında bilgi sahibi olmanıza yardımcı olacaktır:

Büyürken hiç bir psikiyatrist, terapist veya okul danışmanıyla görüştünüz mü? Eğer öyleyse, ne tür bir sorun içindi?

Davranış probleminiz olduğu söylendi mi? Eğer öyleyse, (söylenilen) ne türdü?

Özel bir okula gitmek zorunda mıydınız? Nasıl bir okul olduğunu biliyor musunuz?

Çocukken davranışsal ya da başka bir sorununuz için hiç ilaç aldınız mı?

Çocukken çok üzgün ya da gergin olduğunuzu hatırlıyor musunuz? Uzun zamandır böyle olduğunuzu mu düşünüyorsunuz? Ne kadar süreliğine idi?

Hiç okula gitmek ya da arkadaşlarınızla oynamak gibi şeyleri yapmanıza engel olacak kadar üzgün ya da gergin oldunuz mu?

Okulda zorluk yaşadınız mı? Eğer öyleyse, ne tür bir zorluktu?

Öğretmenler okulda sizde fark ettikleri herhangi bir sorunu ailenize anlattı mı?

Okulda başınız belaya girdi mi? Eğer öyleyse, ne tür bir davranış içindi?

Önerilen etkinlik

Bireysel veya sınıf ortamında yapılabilir

Bu çocuklardan birini seçin ve geç çocukluklarında karşılaşacakları zorlukların yetişkin yaşamlarında nasıl zorluklara dönüşebileceğine dair birkaç cümle yazın:

Üç erkek çocuğun en küçüğü olan Kofi, okumayı öğrenmekte zorlandı. Öğretmenleri ona “Kardeşlerine çok benziyorsun” dedi. “Muhtemelen onların yaptığı gibi pek de çalışmıyorsun.”

Ming’in vize süresi dolan ebeveynleri, ona ailesi hakkında kimseye hiçbir şey söylememesini söyledi. O kadar aşırı korumacılardı ki, onun oyun oynamasına ya da sınıftaki arkadaşlarının doğum günü partilerine davet edilmesine izin verilmiyordu.

Referanslar

1. Bosquet Enlow, M., Egeland, B., Blood, E. A., Wright, R. O., & Wright, R. J. (2012). Interpersonal trauma exposure and cognitive development in children to age 8 years: A longitudinal study. Journal of Epidemiology and Community Health, 66(11), 1005–1010. https://doi.org/10.1136/jech-2011-200727

2. Center for Disease Control. (2022). Data and statistics on children’s mental health. https://www.cdc.gov/childrensmentalhealth/data.html (accessed 7 May 2022).

3. Clark, M. D. (1997). Teacher response to learning disability. Journal of Learning Disabilities, 30(1), 69–79. https://doi.org/10.1177/002221949703000106

4. Erikson, E. H. (1963). Childhood and society. W.W. Norton.

5. Espelage, D. L., & De La Rue, L. (2012). School bullying: Its nature and ecology. International Journal of Adolescent Medicine and Health, 24(1). https://doi.org/10.1515/ijamh.2012.002

6. Kita, Y., & Inoue, Y. (2017). The direct/indirect association of ADHD/ODD symptoms with self-esteem, self-perception, and depression in early adolescents. Frontiers in Psychiatry, 8. https://doi.org/10.3389/fpsyt.2017.00137

7. Leventhal, B. L., & Dawson, K. (1984). Middle childhood: Normality asintegration and interaction. In D. Offer & M. Sabshin (Eds.), Normality and the life cycle: A critical integration (pp. 30–75). Basic Books.

8. Piaget, J. (1929). The child’s conception of the world. Harcourt.

9. Rubin, Z. (1980). Children’s friendships. Harvard University Press.

10. Tatum, B. (2017). Why are all the black kids sitting together in the cafeteria? (Rev ed). Basic Books.


Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir