Orta çocukluk (14)

Yazar:

Kategori:

Anahtar kavramlar

3-6 yaşları arasında çocuklar çevrelerindeki insanlar arasındaki ilişkilerin daha fazla farkına varırlar. Bu bağlamda özellikle bedenleri, cinsiyetleri, ırkları ve başkalarıyla ilişkileriyle ilgili benlik algılarını (sense of self) geliştirmeye devam ediyorlar.

Orta çocukluktaki (middle childhood) kökene işaret eden yetişkin sorunları ve kalıpları şunları içerir:

  • İlişkilere bağlanmada zorluk
  • Cinsel inhibisyonlar/ketlemeler
  • Rekabet korkusu ve inhibe edilmiş hırs

Orta çocukluk dönemine ait bir yaşam öyküsünü öğrenmek, çocuğun birincil bakımverenleri ve kardeşleriyle ilişkilerini özellikle aşağıdakilerle ilgili olarak sormayı içerir:

  • Bakımverenlerin çocuğun gelişen cinselliğine tepki verme şekli
  • Aile üyeleri arasındaki kıskançlık veya rekabet

Orta çocukluk dönemi boyunca neler gelişir?

Çocuklar orta çocukluk döneminde kendileri ve dünyaları hakkındaki farkındalıklarını artırdıkça, kim oldukları ve başkalarıyla nasıl ilişki kurdukları konusunda daha karmaşık bir anlayış geliştirirler. İlk yıllarında işler iyi gittiyse, bu döneme yeni yeni oluşan bir benlik duygusuyla ve başkalarıyla güvenli bağlanmaya dayalı ilişkiler kurma kapasitesiyle girmeleri muhtemeldir. Orta çocukluk döneminde büyüyen bedenleri ve zihinleri, bu kapasitelerini yeni yollarla geliştirmelerine olanak tanır.

Benlik algısı (self-perception) ve benlik saygısının (self-esteem) düzenlenmesi

Orta çocukluk döneminde çocuklar birçok faktörün tetiklediği benlik duygusunu/kendilik algısını (sense of self) geliştirmeye devam ederler. Bu gelişimin bir kısmı bedenleriyle ilgili yeni düşünce ve duygulardan kaynaklanmaktadır. Çoğu çocuk bu yıllarda bağırsak ve mesane fonksiyonlarının kontrolünü sağlamlaştırır, bu da onlara vücutları üzerinde yeni bir hakimiyet ve büyüyen bir bağımsızlık duygusu kazandırır.

Cinsiyet farkındalığı

Çocukların kendilerinin olduğu kadar birbirlerinin bedenlerini de merak etmesiyle cinsiyet farkındalığı (awareness of gender) ön plana çıkar (Lewis ve Volkmar, 1990). 2 yaşına geldiklerinde çocuklar, anatomik olarak doğru oyuncak bebekler gösterildiğinde kendi cinsel organlarını tanıyabilirler; ancak cinsel organların cinsiyet kategorizasyonunun temeli olduğunu ve çoğu insan için cinsiyetin sabit ve istikrarlı olduğu fikrini anlamaları 6 veya 7 yaşlarına kadar sürer. (Drescher ve Byne, 2017).

Irk ve etnik köken bilinci

4 veya 5 yaşlarına gelindiğinde çocuklar, kendi kültürlerinde yetişkinlerle aynı ırksal tutumların çoğunu gösterirler ve bazı grupları diğerlerinden daha yüksek statüyle ilişkilendirmeyi öğrenmişlerdir (Dunham ve diğerleri, 2008; Kinzler, 2016; Sullivan ve diğerleri). , 2020). 7 yaşına gelindiğinde çocuklar grup tercihlerini (group preferences) ve mensubiyetini (affiliation) tanımlayabilir ve etnik mensubiyetin sabit olduğunu takdir edebilirler (Derman-Sparks, 1980; Piaget, 1951; Stoute, 2019). Arabayı emanet edenlerin kendilerini ırksal ve etnik kimlikleri açısından olumlu bir şekilde tanımlamaya teşvik ettiği çocuklar, geliştikçe ve daha geniş ama her zaman cesaret verici olmayan dünyayla karşılaştıkça keşfedecekleri önemli bir temele sahip olacaklar.

Başkalarıyla ilişkiler

Orta çocukluk döneminde çocuklar, insanların birbirleriyle ilişkileri olduğu kadar kendileriyle de ilişkileri olduğunu düşünme kapasitesini geliştirirler. Bu onların kendilerini bir ailenin, hatta bir topluluğun (örneğin kreş veya anaokulu) bir parçası gibi hissetmelerini sağlar. Bu onların güvenlik duygusunu (sense of security) zenginleştirebilse de, birisini tamamen kendileri için istemekle o kişiyi başkalarıyla paylaşabilmek arasında mücadele ederken kıskançlıklara ve rekabetlere de yol açabilir. Kıskançlığa ve rekabete tahammül etmeyi öğrenmek bu aşamanın önemli bir gelişimsel hedefidir.

Birincil bakıcılarla ilişkilerin değiştirilmesi

Çocuklar büyüdükçe hayatlarındaki insanlara karşı duyguları daha karmaşık hale gelir (Lewis ve Volkmar, 1990). Çocuklar artık bağlanmanın ötesinde sevgi, yakınlık ve fiziksel yakınlık arzulamaktadır. Bazı çocuklar için, hayatlarının merkezindeki kişilerin birbirlerine sevgi duyduğunun farkına varmaları, ilk yıllarında iki kişilik ikili ilişkilerde (dyadic relationships) hissettikleri birebir yakınlığı değiştiriyor. Bu çocuklar için, yeni yeni ortaya çıkan dışlanmışlık hissi, sevgiye olan ihtiyaçlarını artırıyor, çünkü artık sevgi konusunda bir rakipleri var. Bu çocukluk özlemleri, yetişkinlerin deneyimlerinden farklı olmasına rağmen çoğu zaman daha sonraki cinsel duyguların habercisi olan fiziksel duyguları içerir (Lewis ve Volkmar, 1990). Çocuk genel olarak hala çekirdek aileye (her zaman olmasa da genellikle ebeveynlerden ve kardeşlerden oluşur) odaklanmış olduğundan, bu duygular bakımverenlere yönelme eğilimindedir. Freud (1905/1968), orta çocukluktaki çocuk ve iki birincil bakımverenden oluşan üç kişilik (üçlü-triadik) ilişkinin gelişimin merkezinde olduğuna inanıyordu. Teorisine annesiyle evlenen ve babasını öldüren kurgusal Theban kralı Oedipus’un adını verdi ve buna Oedipus karmaşası (Oedipus complex) adını verdi (Freud, 1894/1962). Her ne kadar aile üyeleri, özellikle de birincil bakımverenler, bu dönemdeki çocukların yaşamlarında genellikle merkezi bir rol oynasa da, bu dönemin üçlü ilişkileri, büyük ebeveynler, bekar ebeveynler, aynı cinsiyetten iki ebeveyn veya aile dışı üyeler de dahil olmak üzere birincil bakıcılardan oluşan herhangi bir kümeyi içerebilir.

Üç-kişilik İlişkilerde Çatışma

Freud’un Oedipus kompleksi teorisine olan inancına rağmen, bu durumun evrenselliği söz konusu olmayabilir. Ancak, bazı çocuklar üç kişilik ilişkiler hakkında düşünmeye başladıklarında, bu üç kişilik ilişkileri üç temel rol olarak düşünülebilir:

– Bir çocuk

– Arzulanan bir bakıcı

– Rakip bir bakıcı

Çocukların “arzulanan bakıcı” konusunda doğal olarak değişiklik göstermelerine rağmen, çocuğun cinsiyetine bağlı olarak tahmin edilebilir desenler/örüntüler mevcuttur. Freud’un Oedipal teorisinin revizyonunda, Lewes (1988) Oedipal rekabetlerin 12 olası sonucunu ortaya koydu— 6’sı homoseksüel ve 6’sı heteroseksüel. Bu modele göre, daha sonra heteroseksüel olacak çocuklar arasında arzulanan bakıcı, genellikle karşı cinsiyetten bir bakıcıdır; daha sonra kendilerini gay veya lezbiyen olarak tanımlayan çocuklarda ise, arzulanan bakıcı genellikle aynı cinsiyetten bir bakıcıdır (Isay, 1989).

Freud’un Oedipus kompleksi teorisi şunu önerir: Orta çocukluk döneminin üç kişilik ilişkisinde, çocuk arzulanan bakıcıyı tamamen kendisi için isteyebilir ancak bu, rakip bakıcının kızmasına neden olabilir. Çocuk, (a) arzulanan bakıcıya ….. sahip olmayı istemek ile (b) rakibi yatıştırmak adına arzulanan bakıcı ile yakınlığından vazgeçmek çatışması arasında mücadele edebilir. Çocuk daha sonra çatışmayı her iki durumdan biraz yaparak çözebilir. Çatışma olduğu yerde anksiyete vardır ve anksiyete olduğu yerde savunma vardır (Bkz. Bölüm 15):

Çatışma- ->  Anksiyete – -> Savunma

Burada çocuklara yardımcı olduğu düşünülen başlıca savunma mekanizması özdeşleşmedir. Rakip bakıcı ile özdeşleşebilirler, bir gün rakip gibi olabileceklerini ve nihayetinde rakibin sahip olduğu gibi kendi yakın ilişkilerine sahip olabileceklerini fark edebilirler. Bu durumda,

Çatışma- -> Anksiyete- -> Özdeşleşme

Çocukların bu çatışmaları ne kadar kolay çözdüğünün, bakıcılarının etkileşim/katılım şekline bağlı olduğu düşünülür. Aşırı derecede arzulanmak isteyen bakıcılar, çocuğun ‘ayrıcalıklı olma’ isteğinden vazgeçmesini zorlaştırabilirken; bu isteğin rahatsız edici bulunduğu bakıcılar, çocuğun yeni filizlenen cinselliğini engelleyebilir. Benzer şekilde, aşırı rekabetçi olan bakıcılar, çocuğun rekabet etme isteğini engelleyebilir; hiç rekabet etmeyen bakıcılar ise “kazanma” hakkındaki suç duygusunu besleyebilir.

Kardeşlerle İlişkiler

Orta çocukluk döneminin bazı gelişimleri, kardeşlerle olan ilişkiler bağlamında meydana gelebilir. Kardeşler arkadaş ve rakip, oyun arkadaşı ve oda arkadaşı, yardımcı ve engelleyici olabilir. Kardeşlerin varlığı, başka bireylerin ana bakıcıların sevgi ve dikkatini kazanmaya çalıştığı anlamına gelir, ancak aynı zamanda alternatif sevgi kaynakları için potansiyel sunar. Bir ebeveynin duygusal veya fiziksel yokluğunda, bir kardeş çocuğun üç kişilik ilişkisinde önemli bir rol oynayabilir. Orta çocukluk döneminin rekabetçi ilişkilerinden bahsettiğimizde genellikle kardeşleri unuturuz, ancak onlar bu dönemde ve hayat boyu hayati öneme sahiptirler.

Değerlerin Gelişimi

Çocuklar çok erken yaşlarda doğru ve yanlışı tanımaya başlasalar da, değerler anlayışları orta çocukluk döneminde büyük bir gelişim gösterir (Lewis & Volkmar, 1990). Klasik psikanalitik teoride, çocukların orta çocukluk dönemindeki üç kişilik ilişkilerinin çatışmalarını çözme yollarından biri, bakıcılarının kurallarını ve ideallerini içselleştirmeleridir. Bu kurallar, Freud’un gelişmekte olan süperego olarak adlandırdığı şeyin bir parçası haline gelir (Freud, 1923/1990; ayrıca Bölüm 20’ye bakınız). Bakıcıların kurallarının içselleştirilmesi, çocukların kendi içsel davranış kurallarını daha da geliştirmelerine yardımcı olduğu düşünülür. İçselleştirilen ilk kurallar seti genellikle çok katıdır: 3-6 yaş arası çocuklar sıklıkla kurallara karşı son derece hassastır ve kurallar ihlal edildiğinde bazen öfkelenirler (Roiphe & Roiphe, 1985). Bu kurallara olan takıntı, bu gelişim döneminde ilerlemenin normal ve evrensel bir yönü olarak görülür (Piaget, 1965).

Orta Çocukluk Döneminde Köken Aldığı Düşünülen Yetişkin Sorunları ve Örüntüleri

Orta çocukluk döneminde köken aldığı düşünülen yetişkin sorunları ve örüntüleri, en erken yıllarda başlayanlara göre daha sınırlı olma eğilimindedir. Daha sınırlı sorunların, bir işlevin (örneğin özsaygı) her yönünü değil, yalnızca bir bölümünü etkilediğini hatırlayın. Yine de, önemli acı ve ızdıraplara neden olabilirler. Orta çocukluk hayalleri, hayatın erken dönemlerinde çözülmediğinde, insanlar kendi cinsel ve romantik ilişkilerine başlamaya hazır olduklarında sıklıkla ön plana çıkar. Aşağıdaki bölümler, bunun birkaç şekilde nasıl gerçekleşebileceğini örneklemektedir.

İlişkiye bağlılıkta zorlanma

Güven, bağlanma ve benlik saygısı regülasyonu kapasitelerinde açıkça gelişmiş kapasiteleri olan insanlarda bağlılıkla ilgili zorlantılar, orta çocukluk döneminde üç kişilik ilişkilerin müzakeresinde zorluk yaşandığı izlenimini uyandırabilir. Örneğin:

Monique terapistine şöyle der: “32 yaşındayken sonunda hayatımı paylaşabileceğim adamı buldum. Ama neden hala bu kadar kaygılıyım? Bu, ilk o yüzük almak hakkında konuşmaya başladığında oldu. Kaç kez o kuyumcunun önünden geçerken bir gün bir elmas yüzüğüm olacağının hayalini kurmuştum? Benim sorunum ne? Ebeveynlerim birlikte çok mutlu, hep onların sahip olduğu bu şeyi istemiştim. Ayrıca, bir topluluk yöneticisi olarak pek de fazla para kazanmayacağını düşünseler bile ebeveynlerim onu seviyor. Babam aynı işi hukukta da yapabileceğini söylüyor ve sanırım onu şirkete alacaklar. Belki de babamın onunla konuşmasını sağlamalıyım?

İdealize edilmiş ebeveynler hakkındaki kalıcı fanteziler, yetişkinlerin kendilerine ait adanmış oldukları bir ilişki kurma becerilerine ket vurabilir.

Seksüel ketlenmeler

Kyle’ın tavsiyesiyle birlikte Kyle ve kız arkadaşı Jeanine bir çift terapistine başvurdular. Kyle durumunu şu şekilde açıkladı: “Bu konuda konuşmak gerçekten zor. İlişkimiz konusunda kafam oldukça karışık, özellikle seks ile ilgili konularda. Çıkmaya başladığımız ilk zamanlarda her şey çok iyiydi ama şimdi birlikte yaşıyoruz ve sanki her gece benden kaçıyor gibi hissediyorum. Neler olduğunu bilmem gerekiyor, yanlış yaptığım bir şey mi var?”. Jeanine şöyle cevap verdi: “Neler olduğunu ben de bilmiyorum. Ben de seni seviyorum ama birlikte yataktayken kendimi sıkışmış hissediyorum. Gerçekten her gece sevişmem mi gerekiyor?”. Jeanine biraz teşvik edildikten sonra ebeveynleri ile ilişkisinden bahsetti: “Annem oldukça iyi biridir ama babam benim dayanağım. Her gece -bir bebek yatağım olduğunda bile- beni yatırmak ve sırtımı ovmak için odama gelirdi. Üniversiteye gittiğimde bana bunu özlediğini söyledi.”

Jeanine babasını seviyor olsa bile babasıyla ilişkisinin yakınlığı hakkında kafasının karışık olması muhtemeldi. Sonrasında Kyle ile bir yatak paylaştığında bu bilinçdışı çatışma kendisinin seksüel inhibisyonuna sebep olmuş olabilir. Çocuklar orta çocukluk döneminde aşırı uyarıldığında, ilerleyen zamanlarda hayatlarındaki olası uygun ilişki durumları onlara sanki bunlar ensest ilişkilermiş gibi hissettirebilir. Bu, ebeveyni tarafından oldukça sevilmiş olan çocuğu etkileyebilir ve cinsel istismar söz konusu ise bu etki derin olabilir.

Rekabet korkusu ve ketlenmiş hırs

Bir çocuk ve rakibi olan bakım veren arasındaki rekabet tehlikeli olmaya başladığında yaşamın ilerleyen dönemlerinde olası rekabetçi durumlar, sanki aynı tehlikelerle doluymuş gibi hissedilebilir. Aşağıdaki örneği düşünelim:

Enrique terapistine yakın zamanda iş yerindeki bir toplantıda oldukça kaygılı olduğunu söyledi. “Patronumun bir fikri vardı ve bu fikir aklıma çok daha iyi bir fikir getirdi. Bu fikrimi açıkça söyledim ve herkes buna bayıldı. Sonraki gün patronum benimle planlanmış olan toplantısını iptal etti. Sanırım kovulacağım.” Terapist Enrique’nin geçen aylarda da -işini kaybetmek dışında- buna benzer bir korkusu olduğunu hatırlattı. Bunun üzerine Enrique böyle bir yorum yaptı: “İnsanların iyi fikirlerimin olmasından pek hoşlanmadığını düşünüyorum. Genelde fikirlerimi kendime saklarım. Babam da böyleydi. ‘Çok akıllıysan neden evin faturalarını sen ödemiyorsun?’ derdi. Üniversiteye gitmemiş ama zeki bir adamdı, ailesinin maddi gücü yokmuş. Okulda iyi not aldığımda hiçbir zaman gurur duymazdı. Homurdanıp, ‘Eğer şu fırsatın yarısına sahip olsaydım çok daha iyisini yapardım.’ derdi.”

Enrique akıllı ve iyi fikirlere sahip olmanın aksi ve hayal kırıklığına uğramış babasını tehdit edici olduğunu öğrenmişti. Bu düşünce hala onda mevcut ve onun daha sonraki yaşamında rekabet unsuru içeren durumlardan aşırı derecede korkmasına yol açıyor.

Orta çocukluğun yaşam öyküsünü öğrenmek

Yetişkinlerin az da olsa orta çocukluk dönemlerine ait bazı anıları olmalıdır. Yaşam öykülerinin bu hatırladıkları anılar ve kendilerine anlatılan hikayelerin bir karışımı olması muhtemeldir. Şüphesiz ki psikoterapi ilerledikçe geçmişe ait yeni bilgiler öğreneceksiniz. Bu dönemi gözden geçirmek için bazı yönergeler şunlardır:

Birincil bakım verenler ile bu dönemdeki ilişkinin niteliği nasıldı?

  • Birincil bakım verenler ile ilişkilerinde yaşınız biraz daha büyüdükçe – örneğin 5 veya 6 yaşlarına geldiğinde- bir değişiklik oldu mu?
    • Başka bir bakım veren ile yeni bir yakınlık oluşmuş muydu?
    • Birincil bakım verenin herhangi açıdan bir değişim gösterdi mi?

Aile ortamında herhangi açıdan bir değişim oldu mu?

  • Aile ortamında ekonomik durum veya yaşadığınız yer gibi somut bir değişim oldu mu?
  • Yeni kardeşiniz oldu mu? Sizden büyükler miydi yoksa küçükler miydi? Onlarla ilişkiniz nasıldı? Şimdi ilişkiniz nasıl?
  • Anneanne/babaanne-dede veya başka büyükleriniz (üvey ebeveynler gibi) evinize taşındı mı?

Bu dönemde bir travma var mı?

  • Bu dönemde herhangi bir hastalık oldu mu? Bakım verenlerden büyük bir ayrılık? Boşanma veya başka türlü bir kayıp? Fiziksel ya da cinsel istismar?

Toplumsal olarak dışlanmış kimlikleri işleyen herhangi bir erken deneyiminiz var mı?

  • Bu dönemde cinsiyet, etnik köken, din veya ırk konusunda ne gibi mesajlar aldınız?
  • Birincil bakıcılarınızın cinsiyet ve ırksal kimliklerini nasıl deneyimlediklerini gördünüz?

Orta çocukluk sonrası

Okula başladıktan sonra, akranlarıyla olan bağların önemi arttıkça çocuğun dünyası katlanarak genişler. Bu ilişkiler ve daha sonraki çocuklukla ilgili olası zorluklar 15. Bölümün konusudur.

Önerilen aktivite

Bireysel veya sınıf ortamında yapılabilir

Aşağıdaki hikâyeyi okuyun ve şu sorular üzerinde düşünün:

1. Üç kişilik bir ilişki var mı?

2. Cevabınız evet ise bu ilişkide neler oluyor?

3. Bu dönemdeki hangi sorunlar yetişkinliğe kadar devam edebilir?

4. Bu durum daha sonraki ilişkilerde ne gibi sorunlara yol açabilir?

Altı yaşındaki Abby, doğuştan kız olan iki kardeşin büyüğüdür. Abby erkek gibi giyinmekte ısrarcıdır ve kendisine Adam denmesini ister. Abby’nin babası bir üniversitede profesördür ve annesi çocuklara özel dans stüdyosu sahibi olan eski profesyonel balerindir. Çocuklar annesiyle işe gider ve ders saatleri gelene kadar sessizce beklemeleri istenir. Abby dans etmekten nefret eder ve stüdyoya gelmektense babasıyla işe gitmek ister. Babası Abby’ye, “İşleri annen için zorlaştırıyorsun.” Der. “Dans etmeyi seveceksin, o da bir spor, sadece devam et.”

Yorum

Abby’nin ebeveynleri onun kendisini ifade etmesine ve cinsiyetini anlamasına izin vermekte zorlanıyor. Bu, Abby’nin babası ile özdeşleşmeye çalıştığı ama annesi ile özdeşleşmesinin söylendiği üçlü bir ilişkidir. Abby cinsiyet kimliğini pekiştirmekte zorluk yaşayabilir ve kendini ifade etmede ketlenme yaşayabilir.

Referanslar
  1. Derman-Sparks, L., Tanaka Higa, C., & Sparks, B. (1980). Children, race, and racism: How race awareness develops. Interracial Books for Children Bulletin, 11(3 and 4). Council on Interracial Books for Children.
  2. Drescher, J., & Byne, W. (2017). Gender identity, gender variance and gender dysphoria. In B. J. Sadock, V. A. Sadock, & P. Ruiz (Eds.), Kaplan and Sadock’s comprehensive textbook of psychiatry (10th ed., pp. 2023–2039). Wolters Kluwer.
  3. Dunham, Y., Baron, A. S., & Banaji, M. R. (2008). The development of implicit intergroup cognition. Trends in Cognitive Sciences, 12(7), 248–253. https://doi.org/10.1016/j.tics.2008.04.006
  4. Freud, S. (1962). The neuro-psychoses of defense. In J. Strachey (Ed.), The standard edition of the complete psychological works of Sigmund Freud, volume III (1893–1899), early psycho-analytic publications (pp. 41–61). Hogarth Press. (Original work published 1894).
  5. Freud, S. (1968). Three essays on the theory of sexuality. In J. Strachey (Ed.), The standard edition of the complete psychological works of Sigmund Freud, volume VII (1901–1905): A case of hysteria, three essays on sexuality and other works (pp. 123–246). Hogarth Press. (Original work published 1905).
  6. Freud, S. (1990). The ego and the id. In J. Strachey (Ed.), The standard edition of the complete psychological works of Sigmund Freud, volume XIX (1923–1925): the ego and the id and other works. W.W. Norton. (Original work published in 1923).
  7. Isay, R. (1989). Being homosexual: Gay men and their development. Farrar Straus Giroux.
  8. Kinzler, K. (2016, October 23). How kids learn prejudice. New York Times.
  9. Lewes, K. (1988). The psychoanalytic theory of male homosexuality. Simon and Schuster.
  10. Lewis, M., & Volkmar, F. (1990). Clinical aspects of child and adolescent development. Lea and Febiger.
  11. Piaget, J. (1951). The development of children of the idea of the homeland and of relations with other countries. International Social Science Bulletin, 3, 561–578.
  12. Piaget, J. (1965). The moral judgment of the child. The Free Press.
  13. Roiphe, H., & Roiphe, A. R. (1985). Your child’s mind: The complete book of infant and child mental health care. St. Martin’s/Marek.
  14. Stoute, B. J. (2019). Racial socialization and thwarted mentalization: Psychoanalytic reflections from the lived experience of James Baldwin’s America. American Imago, 76(3), 335–357. https://doi.org/10.1353/aim.2019.0025
  15. Sullivan, J., Wilton, L. S., & Apfelbaum, E. (2020). Adults delay conversations about race because they underestimate children’s processing of race. https://doi.org/10.31234/osf.io/5xpsa

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir