Okuyacağınız metin Psychodynamic Psychotherapy: A Clinical Manual [Psikodinamik Psikoterapi: Klinik Bir Manuel]’in 23. bölümünün çevirisidir. Tüm bölümler için şuraya bakınız.
Temel kavramlar
Bilinçdışı bir fantazi (unconscious fantasy), kişinin bilinçdışını kuşatan, davranışını yönlendiren ve karakteristik savunmalarını biçimlendiren bir istek (wish) ya da korkudur (fear).
Birbiriyle bağlantılı bilinçdışı fantezi kümeleri, kompleksler (complex) olarak adlandırılır.
Bilinçdışı çatışma (unconscious conflict), karşıt bilinçdışı fanteziler çarpıştığında ortaya çıkar.
Bilinçdışı çatışma anksiyete (anxiety) üretir, bu da egonun anksiyeteyi azaltmak için savunmalar (defense) geliştirmesini tetikler.
Birincil kazanç (primary gain), bir savunma bilinçdışı çatışmayı başarıyla azalttığında ortaya çıkan anksiyetededeki azalmadır.
İkincil kazanç (secondary gain), savunmanın ya da semptomun kişiye yaşamında sağladığı avantajdır.
Anksiyetenin, diğer duygulanımların, sürçmelerin, uyumsuzlukların ve düğüm noktalarının dinlenmesi, bilinçdışı çatışmanın varlığını saptamanın en iyi yoludur.
Destekleyici bir modda, sağlıklı savunmaları tanımlamaya ve pekiştirmeye, ayrıca hastaların anksiyeteyle başa çıkmak için yeni, daha uyumlu yollar benimsemelerine yardımcı olmaya çalışırız.
Açığa çıkarıcı bir modda ise, hastaların çatışmalarının ve kullandıkları savunmaların farkına varmalarına yardımcı oluruz; böylece daha uyumlu savunma seçimleri yapabilmeleri mümkün hale gelir.
Hayal et ki sen, uçsuz bucaksız, kuzeydeki bir ormanda yangın sorumlususun. Görevin, binlerce dönümlük sessiz ağaçlık alanda yangınları aramak. Elinde bir gözetleme kulesi ve bir helikopter var. Nereden başlarsın? Sorunun nerede olduğunu nasıl anlarsın? Dumanı görmek ve koklamak için bakarsın. Külü ararsın. Kuşların ve diğer hayvanların davranışlarını gözlersin. Neden? Çünkü bilirsin ki dumanın olduğu yerde ateş vardır. Bu senin tek ipucun.
Aynı şey, bilinçdışı çatışmayı arayan psikodinamik psikoterapist için de geçerlidir. Zihin uçsuz bucaksızdır ve çatışma gizlidir (bilinçdışı). Bir harita yoktur. Nerede aramalı? Dumanın olduğu yerde ateş vardır. Burada duman, anksiyetedir. İki çubuğu birbirine sürttüğünüzde ısı (sürtünme) ortaya çıkar; karşıt iki bilinçdışı fantaziyi birbirine sürttüğünüzde ise anksiyete ortaya çıkar. Anksiyeteyi, sürtünmenin ısısının intrapsişik (intra-psychic) karşılığı olarak düşünebilirsiniz. Elbette, bazı insanlar anksiyeteye biyolojik olarak diğerlerinden daha fazla yatkındırlar ve her anksiyete intrapsişik çatışmadan kaynaklanmaz; ancak karşılaşacağınız anksiyetelerin çoğunun ardında bir tür intrapsişik çatışmanın bulunması kuvvetle muhtemeldir.
İntrapsişik çatışma nedir?
İntrapsişik çatışma, iki karşıt bilinçdışı fantezi çarpıştığında ortaya çıkan şeydir [41]. Bilinçdışı fantezi, kişinin zihninde var olan bilinçdışı bir istek ya da korkudur. Bazı insanlar fantezilerin her zaman arzulanan şeyler olduğunu düşünür; biz ise hastalarımızın, fantezilerin arzuladığımız şeyler de olabileceğini, korktuğumuz şeyler de olabileceğini öğrenmelerine olabiliriz. Bilinçdışı fantezileri düşünmenin bir yolu da, onların bilinçdışı zihnimizi dolduran cümleler ya da hikâyeler olduğunu varsaymaktır. “Baba” yalnızca bir sözcüktür -kendi başına bilinçdışı bir fantezi değildir. “Babamın beni sevmesini istiyorum” ise, eğer farkındalık dışında kalıyorsa, bilinçdışı bir fantezidir. İşte bazı diğer yaygın bilinçdışı fantezi örnekleri; ancak bilinçdışı fanteziler, zihinler kadar çoktur:
- Bakılmak istiyorum.
- Terk edilmek istemiyorum.
- Hayran olunmak istiyorum.
- Güçlü olmak istiyorum.
- Başka bir kişi olmadan kendimi bütün hissetmiyorum.
- Kontrol altında olmaktan korkuyorum.
- Bakılmak bana sevilmiş olduğumu hissettiriyor.
- Kendime bakmak zorunda kalmak bana yalnız hissettiriyor.
Kompleksler
Birbiriyle ilişkili bilinçdışı fantezi kümelerine kompleksler denir. En ünlü komplekslerden biri, sözde Oidipus kompleksidir [42]. Bundan fazlası değildir; yalnızca ilişkili bilinçdışı fantazilerin bir kümesidir. Heteroseksüel küçük bir kız için bu aşağı yukarı şöyle işler:
Babamı seviyorum ve onu yalnızca kendim için istiyorum. Annem babama sahip. Annemden kurtulabilmeyi diliyorum ki babama sahip olabileyim. Ama eğer anneme saldırmaya kalkışırsam, o da karşı saldırıya geçer ve ben tehlikeye girebilirim. Ayrıca, annemi de seviyor ve ona ihtiyaç duyuyorum (heteroseksüel erkek çocuk için bunun tersi geçerlidir; homoseksüel çocuklar için ise aynı cinsiyete yönelik özlemler söz konusudur).
Freud, tüm insanların Oidipus kompleksine sahip olduğunu düşünüyordu. Bu bilinçdışı çatışmalar, çoğu insan için gerçekten de güçlü görünmektedir. Oldukça yaygın görünen bazı bilinçdışı fanteziler vardır. Ancak her insanın aynı zamanda kendine özgü bilinçdışı fantezileri ve kompleksleri de vardır. Çoğu insan yetişkin olduğunda, fantezileri ve kompleksleri büyük ölçüde sabitlenmiştir -yenilerini geliştirebilirler, eskilerini bırakabilirler ama insanların zaman içinde görece istikrarlı kalan bazı çekirdek bilinçdışı kompleksleri vardır. Bunu sezgisel olarak biliriz; bir kişi için “terk edilme meseleleriyle yönlendiriliyor” ya da başka biri için “güç tarafından tüketiliyor” dediğimizde, aslında sabit, çekirdek fantezilerden söz ediyoruzdur. Bu fantezileri anlamak, kişinin savunmalar, başkalarıyla ilişkiler ve benlik algıları açısından nasıl işlediğini anlamamızın merkezinde yer alır.
Fantezilerle ilgili önemli bir nokta şudur: onlar çarpışır ve sonra sorun çıkar.
Fantezi < > Fantezi | VEYA | Arzu < > Korku |
↓ | ↓ | |
ANKSİYETE | ANKSİYETE | |
↓ | ↓ | |
SAVUNMA | SAVUNMA |
Örneğin, bir kişi şu iki fanteziye sahip olabilir: “Bakım gördüğümde kendimi sevilmiş hissediyorum” ve “Kimseye ihtiyaç duymadığımda kendimi güçlü bir erkek gibi hissediyorum.” Bunlar, olabilecek en uzak noktalarda duran -isterseniz 180 derece zıt diyelim- iki güçlü fantezidir. İnsanlar tek boyutlu değildir; her zaman birbiriyle zorunlu olarak bağdaşmayan birçok şey isterler. Bu kişi hem güçlü hem de sevilmiş hissetmek istemektedir ve bu dileklere dair fantezileri görünüşte bütünüyle bağdaşmaz. Eğer her iki fantezi de uykuda ise ya da aynı anda etkin değillerse, işler bir süreliğine yolunda gidebilir. Ancak ikisi aynı anda etkin hale geldiğinde sorunlar ortaya çıkar. Örneğin, bu iki fantezinin Bay A.’ya ait olduğunu varsayalım:
Bay A., babası ailesini terk ettiğinde küçük bir çocuk olan, 28 yaşında eşcinsel bir erkektir. Tatilde, âşık olduğu ve ilişki yaşadığı 32 yaşındaki eşcinsel bir erkek olan B. ile tanışır. Sevgilisi ilgili ve özenlidir, Bay A. kendini harika ve sevilmiş hisseder. 1 numaralı bilinçdışı fantezi (“Bakım gördüğümde kendimi sevilmiş hissediyorum”) tam anlamıyla etkin durumdadır. Ancak Bay A. ve erkek arkadaşı farklı şehirlerde yaşamaktadırlar ve tatilden sonra evlerine dönerler. Sık sık e-posta üzerinden ve telefon görüşmeleri yoluyla iletişime geçmelerine rağmen, Bay A., B.’nin kendisine kendisinin gösterdiğinden daha az ilgi gösterdiğini hisseder ve B. birgün kendisiyle iletişim kurmadığında öfkelenmeye başlar. Anksiyete hisseder, uykusu bozulmaya başlar. B. aradığında ise Bay A. ona karşı sinirli davranır, mesafeli olur, bir ilişki için fazla meşgul olduğuna karar verir ve sonunda B.’den ayrılır. İşe döndüğünde ise artık bir ilişkiyle uğraşmak zorunda kalmadığı için memnundur.
Ne oldu? B.’ye artan bağımlılığı karşısında, 2 numaralı bilinçdışı fantazi (“Kimseye ihtiyaç duymadığımda kendimi güçlü bir erkek gibi hissediyorum”) devreye girdi ve Bay A., B.’nin ilgisine ve bakımına ihtiyaç duyarken kendini zayıf hissetti. Bu durum Bay A.’nın farkındalığında olmadığı için çatışma bilinçdışı idi ve ortaya çıkan sonuç anksiyete oldu.
Dikkat ederseniz, anksiyeteden sonra başka bir şey oldu -Bay A. uzaklaştı ve bir ilişki için fazla meşgul olduğuna karar verdi. Bu, Bay A.’nın bir savunma ya da bir savunma dizisi (zıt tepki kurma (reaction formation) ile rasyonalizasyonun (rationalization) bir kombinasyonu) geliştirdiği anlamına gelir. Bilinçdışı çatışma anksiyete ürettiğinde, ego savunmalar geliştirmek üzere harekete geçer. Bilinçdışı fantezilerde olduğu gibi, egonun geliştirdiği savunmalar da karakteristik hale gelir. Başka bir deyişle, insanlar aynı savunma dizilerini zaman içinde tekrar tekrar kullanma eğilimindedirler. Bay A.’nın durumunda, ona kendini sevilmiş hissettiren bakım tehdit altında göründüğünde (hatta yalnızca tehdit altında olduğunu hissettiğinde bile) bağımlılık hisleri onu zayıf hissettirdi ve anksiyete ortaya çıktı. Bu konuda herkes bir çatışma yaşamazdı -belki de Bay A.’nın erken dönem terk edilme deneyimi, bakım ihtiyacı olduğunu fark ettiğinde kendini zayıf hissetmeye onu özellikle yatkın kılmaktadır. Çatışma anksiyeteye, anksiyete ise savunmalara yol açar.
Bay A’nın kullandığı belirli savunmalar ona hem birincil hem de ikincil kazançlar sağlar [43]. Birincil kazanç, bir savunma bilinçdışı çatışmayı başarıyla azalttığında ortaya çıkan anksiyetedeki azalmadır. Birincil kazanç, bağımlılık hislerini bastırarak (bilinçdışı hale getirerek) güçlülük duygusunu yeniden kazanmak amacıyla anksiyetesinin azalmasıdır. Böylece çatışma gücünü kaybeder ve o kadar yoğun anksiyete üretilmez. İkincil kazanç ise savunmanın ya da semptomun kişiye yaşamında sağladığı avantajdır -bu durumda ikincil kazanç, Bay A.’nın ilişki yükümlülüğü olmadığı için işini daha verimli yürütebildiğini hissetmesidir. Ancak şunu belirtmek gerekir ki, bilinçdışı fantaziler Bay A.’da varlığını sürdürmektedir; fakat ilişki ortadan kalktığında bunlar etkinleşmez ve çatışma uykuda kalır.
Yani -bilinçdışı fantaziler çarpışır, bilinçdışı çatışmaya yol açar, anksiyete üretir ve egonun savunmalar geliştirmesine neden olur. Savunmalar anksiyeteyi azaltır, ancak yüksek bir maliyetle. Bay A., sevgilisinin bakımının %100 güvencesini almadıkça ilişkilerde zorluk yaşar -ki gerçek insanlarla birlikte olmayı istiyorsanız bu ağır bir bedeldir. Onlara “daha az bir bedel ödemeleri” konusunda iki yoldan biriyle yardımcı olabiliriz. Ego işlevi güçlü, kendi üzerine düşünebilecek kapasitede ve psikolojik kavrayışa sahip kişilerde, bilinçdışı fantazilerin, çatışmaların ve savunmaların açığa çıkarılması, onların daha esnek savunma düzenekleri geliştirmelerine, başkalarıyla ilişkilerini iyileştirmelerine ve öz-değer yönetimlerini güçlendirmelerine yardımcı olabilir. Ego işlevi zayıflamış ve psikolojik kavrayışı daha sınırlı olan kişilerde ise, onların bilinçdışı düşünce süreçlerine dair anlayışımızı, sağlıklı savunmaları belirlemek ve güçlendirmek ve anksiyeteleriyle başa çıkmak için yeni, daha uyumlu yollar önermek amacıyla kullanabiliriz. Psikodinamik psikoterapide, insanlara anksiyetelerinin, sorunlarının ve semptomlarının ardında ne olduğunu fark ettirmek için anksiyeteden savunmalara, oradan da nihayetinde bilinçdışı çatışma ve fantezilere doğru geriye dönük çalışırız.
Teknik
Dinleme
Burada dinlenmesi gereken birçok şey var: bilinçdışı fantezi, bilinçdışı çatışma ve savunmalar.
Bilinçdışı fanteziyi dinleme
Tıpkı baskın duygulanımı, baskın aktarımı ve baskın karşıaktarımı dinlediğimiz gibi, bir seansta baskın bilinçdışı fanteziyi de dinleriz. Bunu, hastaların bize korkuları, dilekleri ve başkalarıyla ilişkileri hakkında anlattıkları hikâyeleri dinleyerek yaparız ve benzer gelen hikâyeleri fark etmeye başlarız. Duygulanımı dinlediğimizde, “Bu hasta şu anda ne hissediyor?” diye düşünürüz. Bilinçdışı fanteziyi dinlediğimizde ise, “Bu hasta şu anda ne istiyor ya da neden korkuyor?” diye düşünürüz. Bilinçdışını duymak için gizli hikâyelere kulak vermek gerekir -yani gizli hikayelere (hidden stories). Bu bir optik illüzyon gibidir -bir açıdan baktığınızda bir resim görürsünüz, ama farklı bir biçimde odaklandığınızda başka, gizli bir sahne görürsünüz. Hastalarımız pek çok hikâye anlatır, ancak bilinçdışı fantaziler olan hikâyeler kısa ve çocuksudur. Ego işlevi daha zayıf olan hastalarda bu hikâyeler genellikle yüzeyde bulunur, ancak ego işlevi daha güçlü olan hastalarda daha gizlidir. Daha yüksek işlevselliğe sahip bu hastalar, çocukça istek ve korkularından utanır ve mahcubiyet duyarlar, fakat fanteziler yine de oradadır. Bir yetişkinden çocukça gelen bir şey duyduğunuzda, büyük olasılıkla bir bilinçdışı fantezi duymaktasınız.
Örnek
28 yaşında bir kadın terapistine şöyle der:
Annem öldükten sonra babamın bu kadar çabuk yeniden evlenmesine neden bu kadar öfkelendiğimi bilmiyorum. O harika bir adam ve anneme bu kadar uzun süre baktıktan sonra hak edebileceği bütün mutlulukları hak ediyor. Hem Marsha da oldukça iyi biri. Ama düğünü bebeğin doğumundan sonraya planlamalarını ummuştum -bunun neden benim için bu kadar fark yarattığını bilmiyorum ama öyle. Aptalca -sonuçta bebeğe bakmama yardım edecek değiller ya da öyle bir şey.
Burada, bilinçli hikâye 28 yaşındaki bir kadının babasının mutlu olmasını istediği ve ona duyduğu öfke karşısında kafasının karıştığıdır. Ancak gizli hikâye, babasının ilk (ya da tek) önceliği olmak istediğidir. Hasta, bu hikâyeyi bastırmıştır (farkındalığın dışına itmiştir -bilinçdışı hale getirmiştir); çünkü bu, utanç duyduğu çocukça bir arzudur. Kendi bebeğini doğurmak üzere olan yetişkin bir kadın neden babasını yalnızca kendisi için istemek istesin? Neden babasının kendisi yerine kendiyle ilgilenmesini istesin? Gerçekten neden -çünkü hepimizin çocukluktan kalan dilekleri vardır. Eğer bu dilekler çocukken yeterince doyurulmadıysa, daha ısrarcı ve daha az çözümlenmiş (resolved) olabilirler. Çocuklukta tamamen uygun olan fakat yetişkinliğe taşındığında utanca yol açan bir dilek, çözümlenmemiş (unresolved) olarak nitelendirilir ve yetişkinin yetişkin ilişkiler dünyasında yol almasını ciddi biçimde zorlaştırabilir. Psikodinamik psikoterapi, tam da bununla başa çıkmaya yardımcı olmak için tasarlanmıştır.
Bilinçdışı çatışmayı dinleme
Nasıl ki bir gözetmen yangın arıyorsa, biz de bilinçli malzemeyi savunmalara ve onların altında yatan bilinçdışı çatışmalara dair kanıtlar için dinleriz. Bu çoğunlukla anksiyeteye, yeni duygulanımlara ve uyumsuzluklara kulak vermeyi içerir -yani yüzeyin altında çatışma olduğuna dair ipuçlarına.
- Anksiyeteyi dinleme: Anksiyeteyi dinlerken şunlara dikkat ettiğimizi hatırlayın
- anksiyeteye dair açık ifadeler
- odadaki anksiyete davranışları -kıpırdanma, sinirlilik, saate bakma gibi
- terapi dışında görülen anksiyete davranışları -yeme güçlükleri, uyku sorunları, başkalarına karşı sinirlilik, erteleme, dikkat toplamada zorluk, artan dürtüsellik, yargılama güçlüğü gibi
- anksiyete rüyaları
- Duygulanımları dinleme: Duygulanımdaki herhangi bir değişiklik, anksiyete olduğuna dair bir ipucu olabilir. Sinirlilik, depresif duygudurum ya da ani biçimde yükselmiş bir duygudurum bile anksiyete ve çatışmanın varlığına işaret edebilir.
- Tutarsızlıklara kulak verin: Çatışmaların tutarsızlık üretmesi doğaldır. Birbirine karşıt iki şey etkin olduğunda, her türden tutarsızlık ortaya çıkar. Örneklere, deneyimlerle örtüşmeyen duygulanımlar (örneğin doğum gününde ağlamak), düşüncelerle örtüşmeyen duygulanımlar (örneğin sevilen biri hakkında düşünürken depresif hissetmek) ve birbiriyle örtüşmeyen düşünceler (örneğin, her zaman kavga ettiklerini bildiğiniz halde her iki dünürü de Şükran Günü’ne davet etmenin iyi bir fikir olduğundan emin olmak) dahildir.
- Parapraksilere kulak verin: Parapraksiler (dil sürçmeleri), bastırılmış düşünce ya da hislerin konuşmada istemsizce “ağızdan kaçması” ile ortaya çıkar (bkz. Bölüm 16). Bunlar, bilinçdışı çatışmanın varlığına sıklıkla mükemmel bir ipucu sağlar. Örneğin: Patronuyla sorun yaşayan bir adam şöyle der:
Dün, babamla telefondaydım -şey, yani patronumla.
Bu sürçme, patronla ilişkideki zorluğun, adamın babasını içeren bilinçdışı fantezilerle ve çatışmalarla ilişkili olduğuna işaret eder.
- Rüyaları dinleyin: Anksiyete rüyaları, sıklıkla anksiyetenin ve bilinçdışı çatışmanın varlığına işaret eder. Bu rüyaların yorumu, baskın fantezileri ve onlara eşlik eden çatışmaları anlamamıza yardımcı olabilir.
Savunmaları dinleme
Direnç, tedavi sürecinde savunma olduğuna göre, direncin varlığı bir savunmayı dinlediğimiz anlamına gelir. Engelleme, sessizlik, geç kalma -bunların hepsi iyi ipuçlarıdır. Başlangıç aşamasında hangi düşünce ve davranışların savunma olduğunu bilmek zor olabilir, fakat hastaları tanıdıkça onların karakteristik savunmalarına aşina oluruz. Örneğin, bir hasta tedavide ilk kez tatile gideceğinizde sinirliyse, bunun neye işaret ettiğini o anda bilemeyebilirsiniz; ancak bu her seferinde tekrarlandığında, sinirliliğin savunma niteliğine kulak vermeye başlarsınız.
Düşünme
Hastanın bilinçdışı frekansına ayarlandığımızda, baskın bilinçdışı fantezileri, bilinçdışı çatışmanın bileşenlerini ve baskın savunmaları tanımlamaya başlayabiliriz. Bunu, en sık duyduklarımızı ve baskın duygulanımla en çok bağlantılı olanları düşünerek yaparız. Baskın bilinçdışı fantezileri bir ya da iki cümleyle ifade edebilmemiz gerekir. Hangi tür fantezinin en baskın olduğunu düşünmeliyiz; örneğin bu bir dilek, bir korku ya da kişinin kendisi hakkında düşünme biçimi olabilir. Karşıt fantezileri tanımladıkça bilinçdışı çatışmaları çözümlemeye başlarız. Ve son olarak, baskın savunmaları belirleriz.
Yakın zamanda bu ülkeye göç etmiş bir adam, uyku güçlükleri ve belirsiz mide şikâyetleriyle başvuruyor. Size şunları söylüyor:
Tek istediğim çocuklarımın başarılı olması. Hepsi bu. Buraya bu yüzden geldim. Kızım çok zeki -harika bir üniversiteye girmesini umuyorum. Bu yüzden taksicilik yapıyorum- bilirsiniz, kendi ülkemde mühendis olarak eğitim aldım ama sorun değil. Burada bunu yapmayı, ülkemde mühendis olmayı sürdürmeye tercih ederim. Kendi kariyerim umurumda değil. Ama eğer hasta olursam, hiç çalışamayacağım ve o zaman bütün bu taşınma boşa gitmiş olacak.
Yüzeydeki hikâye, çocuklarının iyiliği için kendi kariyerinden vazgeçmiş bir adam hakkındadır. Ancak, kendi kariyerini umursamadığını tekrar tekrar vurgulaması, bilinçdışı bir çatışmanın varlığına işaret eder. Onun fantezileri, çatışmaları ve savunmaları şu şekilde dile getirilebilir:
- Bilinçdışı fantaziler: Başarılı olmak istiyorum. Zekâmla tanınmak ve takdir edilmek istiyorum.
- Bilinçdışı çatışma: Bunları kendim için istiyorum, ancak hem kendim için istediklerime hem de çocuklarım için istediklerime aynı anda sahip olamam.
- Savunmalar: Zıt tepki kurma, somatizasyon.
Peki, bütün bunlarla ne yapmalı? Çoğu zaman pek çok bilinçdışı malzeme duyarız ama bunlar oldukça uzaktadır -yüzeyin çok derinlerinde. 17. Bölümdeki seçim ve hazır oluş ilkelerini hatırlayın. Şunu hatırlamak önemlidir: Bilinçdışı malzemeyi duymamız, onu kullanabileceğimiz anlamına gelmez. Onu akılda tutabilir ve yüzeye yaklaşmasını bekleyebiliriz; ancak eğer çok derindeyse müdahalelerimiz ona ulaşmaz. Daha da kötüsü, direnci artırabilir ve bilinçdışı malzemenin bilince erişimini daha da zorlaştırabilir. Önceki gibi, baskın duygulanımın bizi yüzeye yönlendirmesine izin veririz. Hedefimiz, yüzeyin hemen altında duran bilinçdışı ögeyi seçmektir -yani nazikçe bilince doğru itebileceğimiz öğeyi. İşte bilinçdışı malzemenin bu katmanlı yapısını örnekleyen bir vaka:
Babası çok sayıda ilişki yaşamış olan 38 yaşındaki bir kadın, çocuk sahibi olmak istediği ve doğurganlığı konusunda paniklemeye başladığı için başvurur. Bunun bir süredir kaygılandığı bir şey olup olmadığını sorduğunuzda, arkadaşının erken menopozda olduğunun ortaya çıkmasından sonra korkusunun arttığını fark eder. Sizin ofisinizde hıçkıra hıçkıra ağlar, doktora gidip muayene olmaktan korktuğunu, çünkü her zaman düzensiz adetleri olduğu için kesinlikle aynı soruna sahip olacağından emin olduğunu söyler. Doktora gitme konusunda sık sık fobik olduğunu da kabul eder. İlişkileri hakkında sorduğunuzda, 50 yaşında, evli, zengin bir adama çok âşık olduğunu, adamın eşinin başka bir eyalette yaşadığını anlatır. Adamın eşinden ayrılmasının neredeyse kesin olduğunu söyler. Önceki ilişkileri hakkında soru sorduğunuzda sinirlenir, ama yine de son erkek arkadaşının da evli olduğunu anlatır.
Refleksiyon – Burada birçok bilinçdışı fantazi, bilinçdışı çatışma ve savunma iş başındadır.
- Yüzeyde, doktora gitme korkusu şeklinde bir semptomu vardır. Buna eşlik eden anksiyete baskın duygulanımdır. Erken bir müdahale -yani bir soru- bilinçdışı bir bağlantıyı (arkadaşının erken menopozu) farkındalığa getirir. Bu, söz konusu malzemenin yüzeye yakın olduğuna ve ele alınmaya hazır bulunduğuna dair bir ipucudur.
- Daha derin bir düzeyde, çocuk sahibi olamama korkusu, 50 yaşındaki evli erkek arkadaşının karısından ayrılıp onunla bir aile kurma olasılığını inkâr etmesiyle ilişkili olabilir. Arkadaşının kısırlığına dair panik, aslında erkek arkadaşının eşinden ayrılmayacağı korkusuna karşı bir savunma mı diye merak edilebilir. Bilinçdışı çatışma, erkek arkadaşının onu seçme dileği ile onun çocuk doğuramayacak kadar yaşlanmadan ayrılmamasına duyduğu öfke arasında olabilir. Bu, anksiyete üretiyor olabilir ve savunması, anksiyeteyi arkadaşıyla özdeşim kurarak kaydırmak olabilir. Eğer sorun kendisinin kısır olmasıysa, o zaman çocuk sahibi olamamak erkek arkadaşının değil, kendi hatası (bedeninin hatası) olur. Bu savunma, erkek arkadaşına yönelik öfkesini farkındalığın dışında tutmasını sağlar. Bu formülasyon doğru olabilir, fakat hastanın savunmacı tavrı, bunun yüzeyde olmadığını açıkça göstermektedir.
- En derin düzeyde ise, babasının çapkınlığına ilişkin çatışmalar ve bunların farkındalığına karşı geliştirdiği savunmalar, onun tıpkı babası gibi erkek arkadaşlar seçmesine yol açıyor olabilir -bunu hemen düşünebilirsiniz, fakat bu konu şu an için ele alınamayacak kadar derindedir.
Bu şekilde, duyduğumuz bilinçdışı unsurları gözden geçirir ve yüzeye en yakın olanları seçeriz. Daha önce olduğu gibi, geçmiş deneyimlerimizi, kuramlarımızı ve terapötik ittifak ile hastanın tedavi aşamasına dair anlayışımızı dikkatle kullanarak yön bulabiliriz. Örneğin, hasta ile terapist arasında yüksek düzeyde güven sağlandığında, terapist hastanın biraz savunmacı olmasından geri durmak zorunda değildir ve başlangıçta hastanın rahatlık düzeyinin izin verdiğinden biraz daha derine inebilir.
Müdahale
Temel müdahaleler
Daha önce söylediğimiz gibi, savunmalar bir nedenle vardır -genellikle çok derinlerde bulunan korkutucu ya da utanç yüklü duygulara karşı koruma sağlarlar. Bu da müdahalelere başlarken son derece saygılı olmamız gerektiği anlamına gelir. Yavaş başlamak işin kuralıdır ve temel müdahaleler bu konuda size yardımcı olur. Sorular (questions), çağrışım davetleri (calls for associations) ve empatik ifadeler (empathic remarks), hastaların yaşamlarının ayrıntıları hakkında konuşmalarını sağlayarak, bilinçdışı fantezilerine, çatışmalarına ve savunmalarına dair ipuçlarını ortaya çıkarmanıza yardımcı olur. İşte bazı örnekler:
Hasta 1 Bilmiyorum, bu yeni işi mi kabul etmeliyim yoksa bulunduğum yerde mi kalmalıyım.
Terapist Bana yeni tekliften biraz daha bahseder misiniz? Size çekici gelen şey ne gibi görünüyor?
Hasta 2 Clara’yı gerçekten beğeniyorum ama onu aramaya bir türlü kendimi ikna edemiyorum.
Terapist Onu en son ne zaman aramayı düşündünüz?
Hasta 2 Dün gece.
Terapist O ana zihninizde geri dönebilir misiniz? Aklınızdan neler geçiyordu?
Bu iki durumda da terapist, bilinçdışı bir fantaziyle ya da çatışmayla bağlantılı olabilecek bir şey duymaktadır. İlk müdahaleler, hastanın daha fazla konuşmasını sağlamak amacıyla tasarlanmış açık uçlu sorular olmalıdır.
Destekleyici teknikler
Adaptif savunmaları güçlendirmek ve adaptif olmayan savunmalara alternatifler önermek istediğimizde destekleyici teknikleri seçeriz. Ego işlevinin kronik ya da geçici olarak zayıfladığından şüphelendiğimizde ise, genellikle bilinçdışı fantezi ya da çatışmaların keşfini teşvik etmeyiz; çünkü bu, büyük olasılıkla anksiyeteyi artıracak ve hastayı altüst edecektir.
Tüm savunmalar insanları rahatsız edici duygulanımlardan ve onlarla ilişkili çatışmalardan korumaya hizmet eder, ancak dış dünyanın gerçekliklerini görmezden gelme, duyguları bastırma ya da ilişkileri bozma derecelerine göre birbirlerinden farklılık gösterirler [44]. Savunmalar, dilek ve gereksinimlerin bir ölçüde ifade edilmesine ve doyurulmasına olanak tanırken, çevrenin gerçekçi sınırlılıklarını dikkate alıp olumsuz toplumsal sonuçları en aza indirdiklerinde en uyumlu hallerindedirler. Şu örneği ele alalım:
Bay C., sevilmeyi ve bakım görmeyi arzulamaktadır ancak insanların onu görmezden gelmesinden korkmaktadır. Bu çatışmayla ilişkili incinmişlik, öfke ve değersizlik gibi rahatsız edici duygulardan kendini korumak için kullanabileceği çeşitli savunmalar vardır.
- Başkalarını değersizleştirebilir (devalue) (“Kimin onlara ihtiyacı var ki? Ben kendi başıma idare edebilirim!”) -ancak bu durumda diğer insanlar onu “öfkesi burnunda” biri olarak görür ve ondan uzak dururlar.
- Öfkesini sevgi özlemleriyle birlikte gömebilir (duygulanımın yalıtılması (isolation of affect), ancak bu durumda bakılma dilekleri doyumsuz kalır.
- İncinmişliğini daha küçük bir rahatsızlığa yönlendirebilir; örneğin, ihtiyaç duyduğu bir numarayı bulamayan telefon operatörünü azarlayarak (yer değiştirme (displacement)).
- Öfkesini futbola yönlendirebilir, futbol takımının yıldız oyun kurucusu olup akranlarının hayranlığının odağı haline gelebilir (yüceltme (sublimation)) -yine de kızı elde edemese bile.
- Tıp fakültesine gitmeye ve kendini başkalarına bakmaya adayabilir (özgecilik (altruism)); bu da ona -yalnızca dolaylı da olsa- bu deneyimi yaşama olanağı verir ve öz-değerini artırır.
Bu çözümlerin her birinin farklı bir “adaptif” değeri vardır. Bu adamla destekleyici bir biçimde çalışırken, iş başındaki bilinçdışı fanteziler ve çatışmalara dair ipuçlarını dinler, rahatsız edici duygulanımları yönetmek için kullandığı savunmalar üzerine düşünür ve gerekirse ona kendini savunmanın daha uyumlu yollarını bulmasında yardımcı olmak üzere müdahalede bulunursunuz.
Savunmalara destekleyici bir şekilde müdahale etmek üç aşamalı bir süreçtir:
- Savunmayı tespit edin: Hastanın dikkatini, ele alınması gereken sorunlu davranışa nazik ve incelikli bir şekilde yönlendirin.
- “Maliyet”i tespit edin: Davranışın hasta için olumsuz sonuçlarını gösterin.
- Alternatifleri tespit edin: Daha sağlıklı, daha az “maliyetli” davranışları teşvik edin.
Hastanın o andaki ihtiyaçlarına bağlı olarak, yukarıda belirtilen üç adımın her birinde destekleyici (supplying) ya/ya da sağlayıcı (assisting) müdahaleleri kullanabiliriz. Bunu örneklemek için, başkaları tarafından önemsenmeyeceğinden korkmasına rağmen bakım görmeyi arzulayan Bay C.’yi ele alalım:
Bay C., sıklıkla kişilerarası hayal kırıklıklarını algıladığı durumlarda kendisini küçümsenmiş, incinmiş ve öfkelenmiş hisseder; ancak bu duyguları kabul etmekte ya da tolere etmekte zorlanır; altında yatan özlemi kabul etmek ise daha da güçtür. Öfkesine karşı, onu başkalarına yansıtarak (projeksiyon) savunma yapar ve bunun sonucu olarak, sizin de aralarında bulunduğunuz diğer insanlar tarafından sıklıkla haksız yere saldırıya uğradığını hisseder. Onun huysuz, suçlayıcı davranışları iş arkadaşlarını kızdırır ve aslında onları kendisini alaya almaya kışkırtır; bu da Bay C.’nin kendisini daha da dışlanmış ve hınçlı hissetmesine yol açar. İşte terapinin erken dönemlerinden bir oturumdan alınmış bir kesit:
Bay C. Bu sabah çalışanların dinlenme odasına kahve almak için girdim, Jim ve Karen orada konuşuyorlardı. Bana öyle bir bakış attılar ki gerçekten sinirlendim. Yani, söylemediler ama benden defolup gitmemi istedikleri çok açıktı. Herkes onların birbirinden hoşlandığını biliyor.
Terapist Sanırım, sevgili olan iki kişinin yalnız kalmak istemesi doğru olabilir; ama birinin ne düşündüğünü kesin olarak bilmek zor, özellikle de doğrudan bir şey söylemedilerse. Sizce o anda kafalarını kaldırıp bakmalarının başka nedenleri olabilir mi? (onaylama (validation), psikoeğitim (psychoeducation), gerçeklik testi (reality testing))
Bay Ci (omuz silker) Bilmiyorum.
Terapist Belki sadece kimin içeri girdiğini görmek istemişlerdir. Bu size makul görünüyor mu? (gerçeklik testi)
Bay C. Evet, sanırım mümkün.
Terapist Peki sonra ne oldu? (soru (question))
Bay C. Onların gitmemi istediklerini düşündüm, bu yüzden biraz yüksek sesle “Bir şey mi bölüyorum?” dedim. Ama bunu biraz alaycı söyledim ve “Dinlenme odası herkes için, biliyorsunuz,” diye ekledim. Üstüme gelmelerine izin vermeyecektim. Bunun üzerine Jim, “Rahatla biraz, olur mu? Sadece bir kahve içiyoruz,” dedi. Karen ise kafasını sallayıp bana küçümseyerek güldü, sanki deliymişim gibi.
Terapist Görünüşe göre ilk tepkinizde iyi bir yön vardı -gerçekten bölüp bölmediğinizi sormanız- ama alaycılığı bırakmış olsaydın işler daha sorunsuz ilerleyebilirdi. Bunlar üzerinde birlikte çalışabiliriz; böylece kendinizi bu kadar incinmiş ve öfkeli hissetmezsiniz. Belki de bu kadar acı çekmek zorunda değilsiniz. (övgü (praising), öğüt verme (advising), açıkça katılma (explicitly joining), empatiyle yaklaşma (empathizing))
Bay C. Tam olarak haklı olup olmadığınızdan emin değilim, ama denemeye değer.
Bu örnekte, Bay C.’nin sözlerinin ardında, terapist onun inkâr ettiği kabul edilme ve bakım görme özlemini duyar. Aynı zamanda, diğerlerinin onu önemsemeyeceğine ya da daha da kötüsü, onların sevgisine layık olmadığına dair bilinçdışı inancı da duyar. Bu bilinçdışı dilekler ve korkular, Bay C.’nin katlanılamaz bulduğu öfke, kıskançlık, değersizlik ve umutsuzluk duygularını üretir. Terapist bunu, Bay C.’nin bu duygulanımlara karşı kullandığı savunmalardan -öncelikle uyumsuz projeksiyondan- çıkarır. Bu savunmaları kullanarak Bay C., kendisini başkalarının reddetmesi ve ihanete uğramasından korur; ancak bunun bedeli, yalnız ve dışlanmış bir şekilde kalmasıdır. Terapistin, Bay C.’nin farkında olmadığı bu duygular, fanteziler ve çatışmalarla onu yüzleştirmemeye özellikle dikkat ettiğini not ediniz. Tedavi henüz başlangıç aşamasındadır, terapötik ittifak kırılgandır ve Bay C. henüz kendisini gözlemleme kapasitesi geliştirmemiştir ya da savunmaları yorumlandığında ortaya çıkabilecek yoğun duygulara tahammül edebilecek durumda değildir. Terapist, akıllıca bir şekilde, ilk olarak, Bay C’nin ilişkilerini en çok bozuyor gibi görünen “maladaptif” savunmalarından biri olan öfkeyi yansıtma (projeksiyon) eğilimini ele almayı seçiyor. Ardından, tedarik edici (supplying) ve yardım edici (assisting) müdahalelerin bir karışımını kullanarak, Bay C.’nin dikkatini nazikçe bu davranışa yöneltir, yanlış algılarını gerçeklikle sınar ve daha uyumlu alternatifler önerir; tüm bunları yaparken de empati ve övgü biçiminde doğrudan destek sunar. Daha sonra terapist, Bay C.’nin öğle aralarında yalnız başına koşuya başladığını (yüceltme) ve Gandhi tarafından yazılmış olan her şeyi okumaya kendini adadığını (zıt tepki kurma, entelektüelleştirme) öğrenir. Terapist, bu savunmaların hem hasta hem de çevresindekiler için büyük bir acıya yol açmadığı ve yeterince uyumlu oldukları kanaatine vararak, Bay C.’nin sevgi dolu ve onaylayıcı bir ilişki arzusu şimdilik gerçekleşmemiş olsa da bunların kendi haline bırakılabileceğine karar verir.
Açığa çıkarma teknikleri
Kişinin daha uyumlu seçimler yapabilmesini sağlamak için bilinçdışı fantezilerinin, çatışmalarının ve savunmalarının farkına varmasını istediğimizde açığa çıkarıcı teknikleri seçeriz.
Bu malzemeyi açığa çıkarmaya yönelik müdahalelerde bulunduğumuzda birkaç amacımız vardır:
- Bilinçdışı fanteziler davranışı etkiler, ancak bunu kişinin farkındalığının dışında yapar -bunların güvenli bir ortamda açığa çıkarılması, hastanın onlara dair daha az utanç duymasına, onları anlamasına ve onlara esir olmadan seçim yapabilmesine yardımcı olabilir.
- Bilinçdışı çatışmalar insanları felce uğratır. Çözümlenmediklerinde, durağanlık ve anksiyetenin yol açtığı ciddi ölçüde bir hastalığa (morbidite) neden olurlar. Bu çatışmalar, anksiyeteyi azaltan fakat bunun ağır bedeli olarak sorunlu davranış kalıpları ve tatmin edici olmayan ilişkiler ortaya çıkaran daha “maliyetli” savunma mekanizmalarını harekete geçirir. Bilinçdışı çatışmaların yorumlanması (kişinin bunların farkına varmasının sağlanması), çatışmaların çözülmesine yardımcı olabilir ve böylelikle insanların daha esnek, uyumlu savunma mekanizmaları kullanmalarına ve/veya savunma işleyişlerine daha az ihtiyaç duymalarına olanak tanır.
- Bilinçdışı savunmalar katı ve sorunlu olma eğilimindedir. Bunlar açığa çıkarıldığında, kişiler ikincil süreç düşüncesini (secondary process thinking) kullanarak kendilerine özgü savunma kalıplarını değiştirebilir; bu da daha sağlıklı bir işleyişe ve karşılıklı olarak tatmin edici kişilerarası ilişkilere yol açar.
Daha uyumlu savunma işleyişini desteklemek amacıyla bilinçdışı fantezileri ve savunmaları açığa çıkarmak, psikodinamik psikoterapinin temel bir parçasıdır; ancak bunu çok yavaş ve dikkatli bir şekilde yapmak gerektiğini unutmamak önemlidir. Bu çatışmaların ve fantezilerin bilinçdışı olmasının bir nedeni vardır -onlar anksiyeteye ve rahatsız edici duygulanımlara yol açarlar. Savunmalar kötü değildir; aksine, gereklidirler. Anksiyeteyi düzenlemeye ve egoyu çeşitli yollarla korumaya yardımcı olurlar. Savunmaları ortadan kaldırmak için yorum yapmayız; aksine, hastaların kendilerini daha az bedel ödeyerek koruyabilecekleri yollarla bunu yapabileceklerini düşündüğümüz için yaparız.
Savunmalara ve bilinçdışı fantezilerin yarattığı utanca saygı duymamız gerektiğini bilerek ilerleriz. Yüzeye yeterince yakın olan malzemeyi seçtiğimizde (seçim ilkeleri) ve hastanın bilinçdışı malzeme hakkında bilgi edinmenin kaçınılmaz anksiyetesini tolere edebileceğini düşündüğümüzde (hazır oluş ilkeleri), yorumlama sürecine (yüzleştirme, netleştirme, yorumlama) başlarız. Tedavinin erken dönemlerinde yaptığımız şeylerin büyük bölümü, bilinçdışını gerçekten bilince çevirecek bir şey elde edene kadar soru sormak, yüzleştirmek ve netleştirmektir. Yorumlamayı çabuk yapmamaktan kaygılanmayın -bu muhtemelen dikkatli, saygılı olduğunuz ve hastanızın kendine özgü bilinçdışı malzemesini gerçekten öğrenmeye çalıştığınız anlamına gelir. Ayrıca, her yorumlama dizisi kendi başına bir son değildir -gerçek bir değişimin gerçekleşmesi için derinlemesine çalışma (working through) içinde (bkz. Bölüm 29) tekrar tekrar yinelenmesi gerekir.
İşte bazı örnekler. Açıklık sağlamak amacıyla bu örneklerin sade tutulduğunu not ediniz -gerçek dünyada, yorumlama süreci, bilinçdışı malzemenin daha net bir biçimde odaklanmasıyla birlikte birçok seansa yayılabilir.
Bilinçdışı fantezinin yorumlanması
Hasta Hasta 32 yaşında bir kadındır, üç yıldır 33 yaşındaki erkek arkadaşıyla birlikte yaşamaktadır.
Hasta Marcus dün akşam doğum günüm için beni harika bir restorana götürdü. Aylarca oraya gitmeyi istemiştim. Çok güzeldi -çok romantikti. Güzel görünüyordum -yeni aldığım elbiseyi giymiştim- her şey mükemmeldi -ama o gece yatakta ağlamaya başladım. Kendimi çok aptal hissettim -bütün akşam çok güzeldi, o çok nazikti ve beni sevdiğini biliyorum.
Terapist Bana akşam yemeği hakkında ya da yemekten sonra neler olduğundan biraz daha söz edebilir misiniz? (soru)
Hasta (bıkkın) Hiçbir şey olmadı! İşte bu çok garipti. Eve yürüdük -mahallemizde yeni açılan o güzel kafede kahve içmek için durduk. Eve geldiğimizde kahve masasının üzerinde paketlenmiş bir kutu vardı -oraya nasıl koyduğunu bile bilmiyorum- içinden kaşmir bir kazak çıktı -ve bu çok düşünülmüş bir hareketti- alışveriş yapan biri değildir, benim bayıldığım o süslü dükkânlara girmekten nefret ettiğini biliyorum -ama yaptı ve çok düşünceliydi. O harika bir adam -gerçekten şanslıyım- peki neden bu kadar üzgünüm?
Terapist Hediyenin üzerine düşünülmüş olduğunu söylediniz -ama beğendiğinizi söylemediniz. (yüzleştirme)
Hasta Onu nasıl beğenmem? Benim için aldı ve seçmek için zaman harcadığını biliyorum -beğenip beğenmediğimi düşünmek bile bencillik olur (gözyaşları içinde). Ama biliyor musunuz, iki hafta önce alışveriş merkezindeydik ve bir mağazanın önünden geçerken başka bir kazak görmüştüm, çok beğenmiştim -sebepsiz yere gidip alınamayacak kadar pahalıydı ve ona hayranlıkla bakmıştım- ve bilmiyorum, sadece onun bana o kazağı almasını umuyordum -ama almadı. Aldığı kazak fena değil ama rengi bana pek uymuyor. Alışveriş, stil söz konusu olduğunda pek anlamıyor -çok çabalıyor ama bu onun işi değil. Cliff (eski erkek arkadaşı) bu konuda çok iyiydi -hep tam istediğim şeyi tahmin ederdi- adeta sihir gibiydi -bir bakmışım almış. Doğum günleri konusunda hiç kaygım olmazdı -ne alacağını hep bilirdi. Ama diğer birçok konuda tam bir aptaldı.
Terapist Gerçekten diğer kazağı istiyor idiysein, onu isteyebilirdiniz. (yüzleştirme)
Hasta Ama o şekilde olmaz. O zaman hediye sayılmaz. Tıpkı ondan el yazmamı okuması için sürekli yalvarmak zorunda kalmam gibi -okudu ve yardımcı da oldu ama kendiliğinden yapmak istemeliydi.
Terapist Yani her iki durumda da -kazakla ve el yazmasıyla ilgili- kendiliğinden anlamadığında üzülüyorsunuz. (netleştirme)
Hasta Evet -işte bu- ama bu çok haksızlık -el yazmamı okudu, bana güzel bir doğum günü yaşattı, o harika biri- ama bu beni huzursuz ediyor -gerçekten beni Cliff’in anladığı gibi anlıyor mu acaba? (daha da gözyaşlı)
Terapist Onun aklınızı okuyabilmesi kendinizi seviliyor hissetmenizi sağlıyor -eğer istemek zorunda kalırsanız, kendinizi yeterince sevilmiş hissetmiyorsunuz. (yorumlama)
Hasta Doğru ama kulağa çok saçma geliyor. Hiç kimse akıl okuyamaz. Annem de asla yapamazdı -her zaman kendi istediği şeyleri alırdı bize.
Bu örnekte, hastanın bilinçdışı fantezisi kabaca şu şekildedir: “Eğer biri seni seviyorsa, ne istediğini bilir ve senin istemene gerek kalmadan sana verir.” Hasta yetişkin bir kadındır ve insanların zihin okuyamayacağını, birinin zihin okuyamasa da onu sevebileceğini bilmektedir; ancak bu, onun için temel bir fantezidir (core fantasy). Marcus ile görünüşte iyi bir ilişkisi olmasına rağmen bu fantezi devreye girer ve mükemmel olabilecek bir akşamı bozar. Hediyeyle ilgili “hata” kendisini “yanlış anlaşılmış” hissetmesine yol açar ve bilinçdışı fantezi, kendisini daha az sevilmiş hissetmesine neden olur. Terapistin tekniği açısından bakıldığında, bilinçdışı bir fantezinin iş başında olduğuna dair ilk ipuçları hastanın anksiyetesi ve uyumsuz duygulanımıdır (güzel bir doğum gününde üzülmek). Terapist daha fazla şey öğrenmek ister ve soru sorar -bu, yüzeye en yakın olanın ne olduğunu göstermeye de yardımcı olur- ayrıntıları elde etmek kritik önemdedir. Terapist, uyumsuzluklarla iki kez yüzleştirir -ardından hasta benzer bir durumu hatırladığında, terapist netleştirme yoluyla meseleyi odak noktasına yerleştirir.
Hastanın duygulanımı, bilinçdışı fantezinin yüzeye yakın olduğunu gösterdiğinde, terapist onu yorumlamaya çalışır. Bunun bir yorumlama olduğunu biliriz çünkü bunu bir “çünkü şeması” şeklinde yazabiliriz:
İstediğini dile getirmedin ve bu yüzden hayal kırıklığına uğradın. | -çünkü- | Kendini ancak, kişi senin zihnini okuyabiliyorsa gerçekten sevilmiş hissediyorsun. |
Hasta daha yoğun bir duygulanım sergiler ve yorumun doğru zamanda ve doğru düzeye yönelik olduğunu gösteren derin, kökensel bir çağrışım ekler. Umut edilen, bu fantezinin terapötik ilişkinin güvenli ortamında açığa çıkarılmasının, hastanın buna dair daha az utanç duymasına, onu sahiplenmesine, anlamasına, gelecekte üzerinde daha fazla denetim kurmasına ve hatta onu çözümleyebilmesine yardımcı olmasıdır.
Bilinçdışı çatışmanın yorumlanması
Hasta, 35 yaşında bir erkek olup iki yıldır 50 yaşındaki bir erkek terapistten tedavi görmektedir. Hastaya kısa süre önce büyük bir terfi teklif edilmiştir.
Hasta Yani 40 yaşıma gelmeden genel müdür yardımcısı olacağım. Ha! Babam asla genel müdür yardımcısı olamamıştı -o köşe ofisini (corner office) öylesine çok istemişti ki adeta tadına varıyordu. Bunun için çok hırslanmıştı. Diğerlerinin bunu nasıl karşılayacağını bilmiyorum -beni pek seviyor gibi görünmüyorlar. İşteki başarımın büyük bir kısmı buradaki çalışmalarımızla ilgili. Bu aynı zamanda çok daha fazla para anlamına geliyor. Paradan size bahsederken her zaman garip hissediyorum -siz ne kadar kazanıyorsunuz bilmiyorum, benden fazla mı yoksa az mı.
Terapist Bu konuda ne düşünüyorsunuz? (soru, çağrışıma davet)
Hasta Bilmiyorum -sanırım benim alanımdaki insanlar sizin alanınızdakilerden daha çok kazanıyor- siz profesyonelsiniz, bunu biliyorsunuz, o halde bunda büyütülecek ne var?
Terapist Ama bana daha çok para kazanacağınızı söylerken biraz kaygı hissetmiş gibisiniz. (yüzleştirme)
Hasta Tabii -insanlar sıradan sohbetlerde bundan söz etmezler. Biliyorum, biliyorum, bu sıradan bir sohbet değil -ama yine de, biz iki erkeğiz ve siz daha yaşlısınız- belki kendinizi kötü hissedersiniz ya da başka bir şey.
Terapist Benim duygularımın ne olabileceği hakkında biraz daha konuşabilir misiniz? (soru)
Hasta (sinirli) Ne söylemem gerekiyor? Evet, tamam, sanırım size daha çok para kazandığımı söylediğimde ücretimi artıracağınızdan biraz kaygılanıyorum. Bunu söylediğim için kendimi kötü hissediyorum çünkü bana çok yardımcı oldunuz ama bu fazladan parayı terapi dışında harcamak istediğim birçok şey var.
Terapist Bir yanınız bana iyi şansınızdan söz etmek istiyor ama bir yanınız da bunu benden gizlemek istiyor. (bilinçdışı çatışmanın yüzleştirilmesi)
Hasta Sanırım öyle -babama da para hakkında bir şey söyleyemem- miktarını asla. Tamamen çılgına dönerdi -ayrıca şu anda mali sorunları var- onları desteklemek zorunda kalmaktan kaygılanıyorum ve o zaman bütün bu emek -boşa gitmiş olacak.
Terapist Yani benden sizin için mutlu olmamı umsanız da, benim paranızı alarak size zarar vereceğimden korkuyorsunuz; tıpkı babanızın yapacağından korktuğunuz gibi -belki de başarınıza imrendiğimi düşündüğünüz için. (yorumlama)
Hasta Yapmayacağınızı biliyorum -bana her zaman çok adil davrandınız- ama bu korku yine de var. Bu da sizinle temkinli ve biraz da ürkek olmama yol açıyor.
Bu örnekte, hastanın diğer erkeklerle -terapist de dâhil olmak üzere- iyi çalışmasını ve onlara güvenmesini zorlaştıran bir bilinçdışı çatışması vardır. Bir yandan terapistin başarısı için mutlu olacağına dair bir fantezisi, öte yandan terapistin kıskançlığının onu saldırıya uğratacağı ve inciteceğine (parasını alacağına) dair karşıt bir fantezisi vardır. Hasta terapistin tepkisi konusunda kaygılanır, sonra bundan geri adım atar -bu uyumsuzluk, terapistin yüzleştirdiği çatışmayı işaret eder. Yüzleştirme, terapistin çatışmaya odaklanmasına olanak sağlar. Sonunda terapist bilinçdışı çatışmayı yorumlar. Terapistin, çağrışımların içinde yer alan kökensel bağlantıyı da eklediğini not ediniz. Yine, bu yorum “çünkü şeması” şeklinde yazılabilir:
Size zarar vermemden ve paranızı almamdan kaygılanıyorsunuz. | -çünkü- | Ben hasutum [hasetlenen]. | → | Babanız gibi. |
Bu yorum hem bir aktarım yorumudur hem de genetik bir yorumdur; çünkü çatışmada erken dönem bir ilişkinin nasıl etiyolojik bir rol oynadığına dair bir hipotez içermektedir.
Savunmanın yorumlanması (savunma analizi)
Hasta, 68 yaşında bir erkek olup üç yıldır 39 yaşındaki bir kadın terapistten tedavi görmektedir. Bu oturum, dört haftalık yaz tatilinin ardından yapılan ilk görüşmedir.
Hasta Ağustos boyunca yine iyiydim. Terapiye ara vermek güzeldi ve muhasebecim de masraflara ara verilmesini onaylıyor. Neden hep zor olacağını düşündüğümü bilmiyorum. İlacı almaya devam ettim ve düşündüğüm kadar da kaygılı olmadım.
Terapist Elbette iyiydiniz -gitmeden önce bunun hakkında konuşmuştuk- kriz günleri geride kaldı. (onaylama, yüzleştirme)
Hasta Peki neden hâlâ haftada iki kez buraya geliyorum? Tatil sırasında düşündüm de belki haftada bir gelmeliyim. Bana çok yardımcı oldunuz. Konuşabileceğimiz pek çok şey olduğunu biliyorum -bu yaz büyük patlamalar olmadı ama Janet (eşi) ve ben mükemmel değildik- ameliyatından beri hâlâ seks yok -bu sonsuza kadar mı böyle olacak? Ama bu konuda duygularımı konuşmanın ne faydası var ki?
Terapist Eşinizle neler olduğunu biraz daha anlatabilir misiniz? (soru)
Hasta Konuyu değiştirmeye çalışmayın -ben terapi ve randevularımdan bahsediyorum. Geçen yıl da aynı şekilde hissettiğimi hatırlıyorum -biraz yorgun- yeniden mi başlayacağım? Biz yaşlandık -janet ve ben- bunun ne faydası var?
Terapist Geçen yıl da tatilden sonra aynı şekilde hissettiğiniz doğru -bununla ilgili başka duygularınız var mı? (netleştirme)
Hasta Ayrı kalmak zor geliyor ve sonra sizinle bütün o haftaları yeniden kat etmek, size yeniden güvenmek gerekiyor -bazen bunun için çok yaşlı olduğumu hissediyorum, ara versem diyorum- çok zor geliyor.
Terapist Tatilden sonra benimle ilişkiye yeniden girmek acı verici geldiği için, eğiliminiz geri çekilmek, aramıza mesafe koymak oluyor; böylece aralar daha az acı verici hale geliyor. (yorumlama)
Hasta Eğer sadece diyelim ki, reçeteleri yazıyor olsaydınız, evet, daha kolay olurdu. Gittiğinizde benim için zor oluyor. Elbette tatil yapmalısınız, ama bu odaya gerçekten çok alıştım …
Terapist Ve bana da. (yorumlama)
Hasta Bunu söylemek daha zor.
Bu örnekte, hastanın bir bilinçdışı çatışması vardır. Terapiste güvenir ve ona karşı güçlü duygular besler ancak bu bağımlılığın tolere edilemeyecek kadar acı verici olabileceğini hisseder. Bu, anksiyeteye yol açar ve bir savunma harekete geçirilir. Savunma, duygulanımın inkârı, rasyonalizasyon ve eyleme dökmenin bir kombinasyonudur: “Ona ihtiyacım yok, bu daha az masraflı olur ve haftada bire düşerek ondan uzaklaşmalıyım.” Savunma ilk kez, hasta aslında dağılmamak için terapiste ihtiyaç duymadığını söylediğinde ortaya çıkar -terapist hastayı, daha önce kendisinin de buna katıldığını hatırlatarak, bu uyumsuzlukla yüzleştirir. Hasta geçen yıl da aynı şekilde hissettiğini hatırladığında, terapist savunmayı netleştirebilir. Hastanın duygulanımı ön plana çıktığında, terapist onun savunmanın yorumunu duyabileceğini hisseder. Hasta savunmayı kabul eder, ancak “siz” yerine “bu oda” diyerek terapistten uzaklaşmaya devam eder. Terapistin bir sonraki müdahalesi olan “ve bana da” ifadesi kısa olsa da bir savunma yorumudur -birbirini iyi tanıyan iki kişi arasında kısa bir kestirme gibidir. Bu yorumları “çünkü şeması”na yerleştirmeyi deneyin.
Savunmalarla çalışmada destekleyici ve açığa çıkarıcı çalışmanın karşılaştırılması
Savunmaları ele alırken destekleyici ve açığa çıkarıcı amaçlar arasındaki temel farkların özeti:
- Destekleyici çalışmada, hangi savunmaları ele alacağımız konusunda daha seçici davranırız. Uyumlu işleyişe yol açan savunmaları belirlemek ve teşvik etmek, sorunlu savunmalara ise alternatifler önermek isteriz. Ayrıca, o anda ideal ölçüde uyumlu olmasa bile büyük bir zarar vermeyen “yeterince sağlıklı” savunmalara saygı göstermeyi -ya da yorum yapmadan “destekleyici biçimde görmezden gelmeyi”- de seçebiliriz.
- Açığa çıkarıcı çalışmada, hastaların savunmaları aşamalı olarak bilinçli hale getirmelerine yardımcı oluruz; böylece altta yatan fanteziler ve çatışmalar açığa çıkarılır ve sonrasında daha uyumlu seçimler yapılabilir.
Bilinçdışı fantezilerin ve çatışmaların peşine düşmenin diğer bir yolu da rüyaların incelenmesidir; bu da bir sonraki bölümümüzün konusudur.
Bir yanıt yazın