Kendilik (6)

Yazar:

Kategori:

Anahtar kavramlar

Yetişkinliğimize kadar, kendimizi deneyimlemenin karakteristik kalıplarını geliştirmiş oluruz. Bu kalıpları aşağıdaki değişkenleri kullanarak tanımlayabiliriz:

  • Kendilik algısı (Self-perception)
    • Kimlik (Identity)
    • Kendilikle ilgili fanteziler (Fantasies about the self)
  • Aşağıdakileri içeren kendilik değeri/öz-değer (Self-esteem) düzenlemesi:
    • Kendilik değeri tehditlerine karşı savunmasızlık (Vulnerability to self-esteem threats)
    • Kendilik değerini düzenlemeye yardımcı olmak için başkalarını kullanmak (Use of others to help regulate self-esteem)
    • Kendilik değeri tehditlerine karşı içsel yanıt (Internal response to self-esteem threats)
    • Kendilik değeri üzerindeki dışsal etkiler (External effects on self-esteem)

Başarısız sınavlar, ayrılıklar, iş kaybı, ayrımcılık, zorbalık, tıbbi hastalıklar -hayat, kim olduğumuza dair algımızı ve kendimiz hakkında iyi hissetme yeteneğimizi tehdit eden deneyimlerle doludur. Neden bazı insanlar bu durumlarla kendilik değerlerini (self-esteem) kaybetmeden başa çıkarken bazıları perişan oluyor? Bununla ilgili hipotezler oluşturabilmek için insanların kendilik duyumu (sense of self) deneyimlemelerinin karakteristik yollarını tanımlayabilmemiz gerekir (Kohut, 1977).

Alanı tanımlama: Kendilik

Psikolojik veya tıbbi geçmişi olan kişiler hakkında “tanımlayıcı bilgiler” yazdığımızda, genellikle yaşları, cinsiyetleri, cinsel kimlikleri, ilişki durumları, ırksal/kültürel grupları ve istihdamları gibi onlar hakkındaki belirli şeyleri özetleyen bir cümleyle başlarız. Ancak insanların kendilik deneyimlerini (self-experience) psikodinamik bir formülasyonla düşündüğümüzde, yalnızca demografik özelliklerini değil aynı zamanda kendileri hakkındaki bilinçli ve bilinçsiz düşüncelerini ve duygularını da dikkate almalıyız.

Kendilikle ilgili kalıpları açıklamaya yönelik değişkenler

Bir kişinin kendilik deneyimini iki ana değişkeni kullanarak tanımlayabiliriz:

  • Kendilik algısı
  • Kendilik değeri/öz-değer regülasyonu

Kendilik algısı

Başkalarıyla ilişkiler kurmaktan iş ve oyun için ne yapacağımızı seçmeye kadar hayatta yaptığımız her şey kendimiz hakkında nasıl düşündüğümüzle ilgilidir; bu bizim kendilik algımızdır. Ne yapabileceğimiz ve ne yapmaktan hoşlandığımız konusunda gerçekçi bir fikre sahip olmak, bize tatmin ve zevk veren ilişkileri ve etkinlikleri seçmemize ve zorluklarla karşılaştığımızda bile kendimizle ilgili iyi hisleri korumamıza yardımcı olur. Bu nedenle kendilik deneyimimiz, işleyiş şeklimizin (function) merkezinde yer alır.

Kendilik algısını açıklamaya yönelik değişkenler

Kendilik algısını iki değişken kullanarak tanımlayabiliriz:

  • Kimlik
  • Kendilikle ilgili fanteziler

Kimlik

Kimlik, özellikle kişinin kendisini çevreleyen kültürle ilişkisini içeren kendilik algısının bir parçasıdır (Auchincloss ve Samberg, 2012). Bireysel kimliklerimiz (yani, benzersiz olduğumuza dair algımız), grup kimliklerimiz (başkalarıyla ilişkili olarak kendimize dair algımız) ve evrensel kimliklerimiz (yani insan ırkının bir parçası olarak kendimize dair algımız) var (Sue et al. diğerleri, 2019). Grup kimlikleri ırk ve etnik köken, cinsiyet, cinsel yönelim, cinsel kimlik, din, yaş, yetenekler ve engellilikler ve meslek gibi değişkenlere dayanmaktadır. Gruplara ait olma duygumuz, paylaşılan değerlere, görülme/fark edilme yollarımıza ve/veya ortak deneyimlere dayanabilir. Grup kimlikleri zaman içinde dalgalanabilir ve gelişebilir, yaşamlarımız boyunca farklı düzeylerde öneme sahip olabilir ve başkaları tarafından görülebilecek farklılıkları içerdiğinde zihnimizde daha ön sıralarda yer alır. Yetişkinlerin zaman içinde ve farklı durumlarda kendilerinin farklı kısımlarına kolaylıkla erişme yetenekleri farklılık gösterir (Bromberg, 1998). Örneğin, çocukları olduğunda ev dışındaki işlerini bırakan iki kişiyi düşünün. Biri, “Müzik öğretmeni olarak işimi özlesem de kızıma müzikten keyif almayı öğreteceğim için heyecanlıyım.” diyor, diğeri ise “Çalışmayı bıraktığımdan beri kendimi kaybolmuş hissediyorum ve kim olduğumu bilmiyorum…” Birinci kişi hem ebeveyn kimliğinin tadını çıkarırken hem de profesyonel kimliğini koruyabilir, ancak ikincisi bunu yapamaz. Aynı anda birden fazla kimliğe erişme yeteneği, insanların zaman içinde hayatları değiştikçe kendilerini bütün ve tatmin olmuş hissetmelerine yardımcı olabilir.

Kendilikle ilgili fanteziler

Yaşamın her aşamasında, kendilik hakkındaki fanteziler nasıl yaşadığımızı yapılandıran anlatılardır; örneğin, bir öğrenci iyi yaptığı bir ödev için öğretmeni tarafından övüldüğünü hayal eder, bir genç hoşlandığı biriyle randevuya çıkacağını hayal eder, bilim adamı Nobel Ödülü kazandığını hayal eder, emekli bir kişi ise sevilen bir büyükanne veya büyükbaba olmayı hayal eder. Bu fanteziler bize rahatlık, hedefler ve kaçışlar sağlayabilir (Blos, 1972; Freud, 1914/1966) ve aynı zamanda ilerlememize, çabalamamıza ve başarmamıza da yardımcı olabilir. Kendimiz hakkında, yeteneklerimize ve sınırlılıklarımıza tam olarak uyum sağlayan fantezilere sahip olanlarımızın, yeteneklerimizle uyumlu olmayan kişisel hedeflere bağlı kalanlarımızdan daha iyi hissetme olasılıkları daha yüksektir (Kohut ve Wolff, 1978).

Kendimizle ilgili hem bilinçli hem de bilinçsiz fantezilerimiz (fantasy) vardır. Hastalar bize bilinçli fantezilerini anlatabilse de, biz onların bilinçdışı fantezilerini başka yollardan da öğrenmeliyiz -örneğin rüyaları dinleyerek ve davranışları fark ederek. Örneğin, bir gelinin evli olmayan kız kardeşinin şöyle dediğini düşünün: “Düğünden sonra neden üzüldüğümü bilmiyorum. Asla evlenmek istemedim ve en iyi kadehi ben kaldırdım [gave the best toast]. Kendini bilinçli olarak daimi nedime olarak deneyimlese de, kız kardeşinin düğününden sonraki duyguları ve “gösteriyi çalma (stolen the show) [ilgiyi üzerine çekme]” arzusu gibi görünen duyguları, kendisinin de bir gelin olarak merkezde yer alma konusunda bilinçdışı fantezileri olabileceğini gösteriyor.

Kendilik değeri regülasyonu

Değer (esteem) saygı (respect) ya da hayranlıktır (admiration), dolayısıyla kendilik değeri kendimize duyduğumuz saygı ya da hayranlıktır. Kendimiz veya başkaları tarafından değerli olduğumuzu hissederek veya hayran olduğumuz kişilere bağlı hissederek kendilik değerimizi geliştiririz. Çoğumuz hayata yeteneklerimizin heyecanıyla başlarız; bebeklerin ilk kelimelerini söylediklerinde veya ilk adımlarını attıklarında yüzlerinde oluşan sevinci düşünün. Ancak yaşam boyunca başımıza gelen her şeye rağmen kendilik değerimizi korumak bazen sonu olmayan bir engelli parkur gibi gelebilir. Hayal kırıklıkları ya da küçümsemelerden sonra kendini toparlama becerisine kendilik değeri düzenlemesi (self-esteem regulation) denir ve insanların dünyadaki işleyişinin önemli bir parçasıdır (Reich, 1960; Sandler ve diğerleri, 1963).

Kendilik değeri regülasyonu açıklayan değişkenler

Kişinin kendisiyle ilgili iyi duygularını tehlikeye atan her şey, kendilik değeri tehdididir (bazen narsisistik yaralanma (narcissistic injury) olarak da adlandırılır) (Kohut, 1972). İnsanların kendilik değeri tehditlerini algılama ve bunlara tepki verme biçimleri farklılık gösterdiğinden, kendilik değeri düzenlemesinin bireysel kalıplarını tanımlamak için aşağıdaki değişkenleri kullanabiliriz:

  • Kendilik değeri tehditlerine karşı savunmasızlık
  • Kendilik değeri tehditlerine karşı içsel tepki/karşılık
  • Kendilik değerini düzenlemeye yardımcı olmak için başkalarını kullanmak
  • Kendilik değeri üzerindeki dışsal etkilere verilen tepki/karşılık

Kendilik değeri tehditlerine karşı savunmasızlık

Bazı insanlar, ciddi tıbbi hastalıklar veya iş kaybı gibi büyük duygusal yaralanmalar karşısında olumlu benlik saygılarını (positive self-regard) koruyabilirken, bazıları da birisi onlara yanlış açıdan baktığında yıkılır. Bir bireyin kendilik değeri tehditlerine karşı savunmasızlığı duruma göre değişebilir. Örneğin, bir kişi iş yerindeki insanlardan gelen eleştirileri kaldırabilir ancak partnerinden gelen eleştirilere karşı çok duyarlı olabilir.

Kendilik değeri kırılganlığı, genellikle birinin başkalarıyla karşılaştırılmaya verdiği tepkide açıkça görülür. Bazılarımız, başkalarında olan bir şeyin eksikliğini hissettiğimizde kendimizle ilgili iyi hisleri sürdürmekte zorluk çekmezken, bazılarımız bunu katlanılmaz bulur. İnsanlar bu duruma tahammül edemeyip başkalarının sahip olduklarını yok etme ihtiyacı duyduklarında hasetli (envious) olduklarını söyleriz; eğer sadece başkalarıyla eşit olmak istiyorlarsa kıskanç (jealous) olduklarını söyleriz (Neubauer, 1982). Bir partide tanıdıklarının kıyafetine hayran olan iki kişiyi düşünün; biri toplanmış bir gruba “cafcaflı” diyerek alay ederken diğeri, elbiseyi, daha sonra satın almak üzere aklının bir köşesine not ediyor. Haset (envy) yok etme isteğine, kıskançlık (jealousy) ise taklit etme isteğine yol açar.

Kendilik değeri tehditlerine karşı içsel tepki/karşılık

İnsanlar benlik duygularına (sense of self) yönelik bir tehditle karşılaştıklarında, kendilerine olan güveni artırmaya yardımcı olacak şekilde tepki verirler. Tüm bu süreç bilinçsizce gerçekleşebilir. Kendileriyle ilgili iyi duyguları sürdürmek için kullandıkları mekanizmalar çocuklukta gelişmeye başlar ve yetişkinliğe gelindiğinde oldukça istikrarlı kalıplar/örüntüler halinde birleşir.

Kendilik değeri tehditlerine verilen tepkiler, kişinin benlik duygusunu şişirmeyi veya söndürmeyi içerebilir. Büyüklenmecilik/görkemlilik/kendini beğenmişlik (grandiosity), insanları kısıtlılıklarıyla yüzleşmenin acısından koruyan devasa ve yersiz bir aşırı güvendir. Büyüklenmeciliğe güvenen insanlar genellikle narsisistik (narcissistic) olarak tanımlanır (Kernberg, 1970). Başarısızlıklarını dışsallaştırma, öfkelenme, talepkar olma ve başkalarını küçümseme eğilimindedirler. Bunun kendilerine olan saygıyı korumalarını sağlasa da, çoğu zaman başkalarıyla olan ilişkilerine zarar verdiğinin farkında değiller. Örneğin senaryo yazma konusunda hiçbir deneyimi olmayan birinin şöyle dediğini düşünün: “Günümüzde yazarların çoğu bilgisayar korsanı. Ayrıca sektörden önemli birinin ismi elimde -sadece bir telefon görüşmesiyle içeriden gerekli bilgileri alabilirim.” Birinin kendilik değerini şişirmesi, güvensizliğini dengelemeye yardımcı olabilir, ancak bu, başkalarının onunla ilgili iyi düşünmeleri pahasına gerçekleşebilir.

Buna karşılık, kişinin kendilik değerini düşürmesi (deflation) -özsaygı tehditlerine verilen başka bir tepki- kendini küçümsemeye (self-deprecation) ve mazoşizme (masochism) yol açar (Cooper, 1988). Kendileriyle ilgili iyi özellikleri düşünemeyecek şekilde tepki veren insanlar, çoğunlukla kendilerini sabote eder ve kendi ihtiyaçlarını inkar ederler. Örneğin yetenekli bir yazar, bir yazma ödevinden “A” aldığında şöyle düşünebilir: “Profesör bana acıyor. Asla başaramayacağım.” Başarısızlık karşısında, hem büyüklenmeci hem de mazoşist stratejiler sıklıkla depresyona ve hatta intihar riskine yol açar.

Kendilik değerini yeniden kazanmanın diğer yolları arasında daha fazla veya daha az rekabetçi olmak (becoming more or less competitive) yer alır. Bu tepkiler, kişinin genel fonksiyon yeteneğini etkileyebilir ve zorluklara ve sıkıntıya neden olabilir. Bir üniversite takımının oyuncusu, tenis kortunda o kadar rekabetçi hale gelebilir ki diğerleri onunla oynamaktan kaçınabilirken, kaygı, küçük işletme sahibinin son teslim tarihlerini unutmasına ve potansiyel sözleşmeleri kaybetmesine neden olabilir. Bir kişi güvensizlikle daha rekabetçi hale gelerek başa çıkarken, diğeri benzer duygularla kenarda kalarak baş eder. Kendilik değeri tehditlerine karşı en yararlı yanıtlar esnek olma (flexible) eğilimindedir. Mizah, yüceltme ve fedakarlık, insanların diğer işlevlerden veya ilişkilerden ödün vermeden kendilerine ilişkin iyi duyguları yeniden kazanmalarına yardımcı olur. Örneğin, ölmekte olan bir ebeveyne bakmak için yüksek öğrenim hayalinden vazgeçmek zorunda kalan ve şimdi kardeşinin üniversiteyi bitirmesine yardım edebildiği için gurur duyan bir kişiyi ele alalım. Bu durumda fedakarlık, hayal kırıklığıyla başa çıkmanın yararlı bir yoludur.

Kendilik değerini düzenlemeye yardımcı olmak için başkalarını kullanma

Hepimiz sevdiğimiz insanların hayranlığını isteriz. Hiçbir şey, iyi yapılmış bir iş için “harika iş!” sözünü duymak kadar güzel olamaz. Uygun miktarlarda verildiğinde hayranlık, kendilik değerinin gelişmesinde merkezi bir öneme sahiptir (bkz. Bölüm 17). Ancak bazı insanlar kendilik değerini yönetmek için başkalarının sürekli ilgisine, övgüsüne ve onayına ihtiyaç duyarlar. İltifat peşinde koşarlar, tekrar tekrar onay isterler ve kendilerini ilgi odağı haline getirirler; çoğu zaman ailelerini ve arkadaşlarını sürekli talepleriyle tüketecek derecededirler. Bu insanlar kendilik değerini düzenlemek için başkalarının katkılarına ihtiyaç duyarlar. Hatta diğer insanlar yalnızca kendilerine olan saygılarını artırmak için varlarmış gibi davranabilirler, bu da empati (emphaty) eksikliğinin göstergesidir (bkz. Bölüm 5) (MacKinnon ve diğerleri, 2006).

Diğerlerinin, bununla birlikte, tavsiye almalarına, bunu metabolize etmelerine ve kendi kararlarını vermelerine olanak tanıyan kendilik değeri düzenleme stratejileri vardır. Başarılarından keyif alır ve gurur duyarlar; ayrıca kendilerini daha iyi hissetmeleri için başkalarına etkili bir şekilde güvenebilirler.

Kendilik değeri üzerindeki dışsal etkilere verilen tepki/karşılık

Beyaz, heteronormatif ve cinsiyete uygun normları destekleyen bir toplumda yaşamak, bu değerlerle aynı çizgide değilsek, o toplumdaki yerimizi ve değerimizi sorgulamamıza neden olabilir. Irkçılığın, ön yargının veya günlük adaletsizliklerin hedefi olmak, farklılıklarımızı daha az değerli gören toplumsal mesajları özümsememize neden olabilir ve bu, kendimize bir saldırı olarak deneyimlenebilir. (Irkın benlik üzerindeki etkisi 16. ve 20. Bölümlerde daha ayrıntılı tartışılmaktadır.) Ötekileştirilmiş grupların bazı üyeleri, ayrımcılığa veya baskıya maruz kalmaya, kendilerine veya diğer dezavantajlı gruplara karşı nefret besleyerek karşılık verebilirler -bu bazen yanal/lateral şiddet (lateral violence) olarak da adlandırılır (Maracle, 1996).

Diğer bir tepki ise taklittir (mimicry) (Eng & Han, 2000; Fanon, 1952/1967). Bu, üstü kapalı olarak, kendilerine atanan ırksal rolleri benimseyen veya kendi değerleri yerine Beyaz değerleriyle uyum sağlamaya [onlara uymaya] çalışan BIPOC’larda görülür [bipoc (black, indigenous, and people of color (Beyaz ırk dışındaki ırklar)]. Nihai sonuç, sahte bir kendiliğe (false self) benzetilen bir sahtekarlık duygusu olabilir. (Eng ve Han, 2000; Winnicott, 1965). Sahte kendilik, diğer insanlarla ve dünyayla uyum veya pasiflik yoluyla ilişki kurmanın bir yoludur. Bu, kişinin daha özgün, gizli bir deneyimini açığa vurma zorunluluğuna karşı koruma sağlar [sözde gerçek kendilik (the so-called true self)]. 16 ve 20. bölümlerde anlatıldığı gibi, bu tepkiler mutlaka patolojik olmayabilir ve ırk, cinsiyet, din, cinsel yönelim, cinsiyet ifadesi veya engellilik nedeniyle dezavantajlı duruma düştüğümüzde kendimizi korumaya yönelik olabilir.

Pek çok yazar (DuBois, 1897; Erikson, 1968; Harris, 2012; Hong, 2020; Yi, 2014), BİPOC olanlarımızın, sistemik baskıya gurur ve aidiyet duygularıyla nasıl karşılık verebileceğimizi anlattı. Ek olarak, dışlanmış gruplardan olanlarımız kendimizden ziyade baskı sistemlerini sorgulayabilir ve dirençle, haklı/meşru kızgınlıkla ve öfkeyle karşılık verebiliriz.

Kendilikle ilgili kalıpları öğrenmek: açılış soruları, ardından hikayeler

Kendimiz hakkında konuşmak bizim için genellikle zordur, özellikle de hayatımızın bizi zayıf hissettiren yönlerini tartışırken. Hastalarımıza kendilik algısı ve kendilik değeri hakkında soru sorduğumuzda bunu aklımızda tutabiliriz. Aşağıdaki önerilen sorular, aktif olarak dinlememize ve bu önemli işlev alanı hakkında hassas bir şekilde soru sormamıza yardımcı olabilir. Açılış sorularıyla başlamak ve hikaye talepleriyle devam etmek, insanların bilinçli ve bilinçsiz olarak kendileri hakkında ne düşündükleri hakkında en fazla bilgiyi edinmemize yardımcı olur.

Kimlik de dahil olmak üzere kendilik algısıyla ilgili bilgi edinmek

Bazen kimlik ve fantezilerle ilgili doğrudan sorular yardımcı olabilir. Örneğin:

  • Güçlü yönlerinize ve zorluklarınıza ilişkin algınızın ne kadar doğru olduğunu düşünüyorsunuz? Başkaları bu konuda ne diyor? Yapabileceğinizi düşündüğünüzden daha fazlasını yapabileceğinizi mi düşünüyorlar?
  • Gerçekte yapabildiğiniz şeyleri yapamayacağınızı mı düşünüyorsunuz, yoksa tam tersi mi?
  • İnsanlar sizi, kendilerinin kim olduğunu bilen biri olarak mı tanımlar?
  • Hangi gruplarla özdeşleştiğinizi hissediyorsunuz? Bu hayatınız boyunca tutarlı mıydı?

Kendilik değeri regülasyonuyla ilgili bilgi edinmek

Kendilik değeri kırılganlığıyla ilgili bilgi edinmek

Haset, kıskançlık ve kendilik değerinin kırılganlığı hakkında doğrudan sorular sormak, insanları kaygılı ve savunmacı hale getirebilir. Bunun yerine, bu alan hakkında bilgi edinmek için yaygın durumlarla ilgili sorular sormayı deneyin:

  • Sizden daha zengin/daha başarılı/daha eğitimli görünen bir grup insanın içinde olduğunuzda nasıl hissedersiniz?
  • Bana gerçekten istediğiniz bir şeyi elde edemediğiniz bir zamanı anlatın. Bu size nasıl hissettirdi?
  • Bir arkadaşınız sizin yapamadığınız bir şeyi başardığında nasıl hissedersiniz?
  • Tüm insanların kendilerini pek de iyi hissetmemelerine neden olan şeyler vardır. Ne tür şeyler size böyle hissettiriyor?

Kendilik değeri tehditlerine karşı içsel tepkilerle ilgili bilgi edinmek

Hayal kırıklıklarına veya başarısızlıklara gönderme yapan hikayeleri dinleyin ve kişinin tepkisini öğrenmenize yardımcı olacak sorular sorun. Örneğin:

  • Etrafınızdaki diğer kişilerin beceriksiz olduğunu hissetme eğiliminde misiniz?
  • Genel olarak kendinizi ortamdaki/odadaki en zeki/en az zeki kişi gibi mi hissedersiniz?
  • İnsanların sizi rekabetçi biri olarak tanımlama eğiliminde olduğunu düşünüyor musunuz?
  • İstediğiniz bir şeyi elde etme konusunda genel olarak nasıl davranırsınız?

Kendilik değeri üzerindeki dış etkilerle ilgili bilgi edinmek

Toplumun kişinin benlik duygusu üzerindeki etkileriyle ilgili hikayeler sorun:

  • Bana gerçekten ait olduğunuzu hissettiğiniz bir yerden bahseder misiniz? Gerçekten ait olmadığınızı düşündüğünüz yerler var mı? Her birinde nasıl hissediyorsunuz?
  • Sizinle ilgili, kontrolünüz dışında görünen şeyler yüzünden, başkalarının sizi kötü hissettirdiği bir zamanı bana anlatabilir misiniz? Nasıl yanıt verdiniz?
  • Ayrımcılığa veya ön yargıya maruz kaldığınızı hissediyor musunuz? Eğer öyleyse, ne şekilde oluyor?

Kendilik değeri regülasyonu için başkalarının kullanımıyla bilgi edinmek

Kendilik değerini düzenlemek için başkalarını kullanmayla ilgili hikayeler isteyin:

  • İyi bir iş yaptığınızı nasıl anlarsınız? Bunu başkalarından duymadan hissedebiliyor musunuz?
  • Başkalarının katkısı olmadan karar alabiliyor musunuz?

Kendilik deneyimini tanımlama

Şimdi Sam’i ve bu bölümde özetlenen değişkenleri onun kendilikle ilgili örüntülerini tanımlamak için nasıl kullanabileceğimizi ele alalım:

Sam, 45 yaşında, evli, iki çocuk babası ve orta sınıf (burjuva) ailesini reklamcılıkta çalışarak geçindiren bir adamdır. Çocuklarını ve baba olmayı sevdiğini söylüyor. Durumu şöyle açıklıyor: “Görünüşe göre o terfiyi alamadığımdan beri daha daha sinirli olduğum” için eşim beni terapiye “gönderdi”. Şöyle söylüyor: “Yıllık değerlendirmelerim yeteneklerimin hakkını vermiyor. Benim seviyemdeki çoğu insandan daha iyiyim.” Eleştiriye tahammül etme yeteneği sorulduğunda şöyle diyor: “Ben sakin bir adamım. Dün olduğu gibi -bir adam kasıtlı olarak otoyolda yolumu kesti. Umurumda değil. Sadece o patron… ama yakında o terfiyi alacağım.” Başkalarıyla “harika” ilişkileri olduğunu söylüyor: “Ofisteki çocukların hepsi benim müthiş olduğumu düşünüyor, bana hayranlık duyuyorlar. . . ve yemekli toplantıda harikayım.”

Kendilikle ilgili örüntülerini şu şekilde TANIMLAYABİLİRİZ:

Benlik duygusuna ilişkin örüntülerinde Sam’in belirgin zorlukları ve bazı güçlü yönleri vardır. Tekrarlanan olumsuz yıllık incelemelere rağmen terfi edeceğine dair öngörüsünün de gösterdiği gibi, kendilik algısı (self-perception) konusunda problemi/kusuru var. Bu, onun gerçek yetenekleriyle uyumlu olmayan, büyüklenmeci kendilik fantezilerine (fantasy of the self) sahip olabileceğini düşündürmektedir. İlgili bir baba olmaktan gurur duyduğu için ailesiyle ilgili oldukça sağlam bir kimliğe (identity) sahip. Kendilik değeri (self-esteem) konusunda ciddi zorluklar yaşıyor. Sam, otoyolda başka bir sürücü tarafından yolunun kesilmesi gibi küçük kendilik değeri tehditlerine (minor self-esteem threat) tahammül edebilse de, iş yerinde patronu tarafından eleştirilmek gibi daha ciddi tehditlere karşı son derece savunmasızdır. Bu tehditler onun asabi olmasına ve aile üyeleri de dahil olmak üzere başkalarına karşı hoşgörüsüz olmasına yol açar (kendilik değeri tehditlerine karşı içsel yanıt (internal response to self-esteem threat)). O, sıklıkla kendilik değeri regülasyonu için başkalarını kullanıyor (uses others for self-esteem regulation); örneğin akşam yemeğinde sıklıkla yalnızca kendisi ve başarıları hakkında konuşacaktır. Ayrıca kendisinden daha genç ve ona saygı duyan arkadaşları da var ve ara sıra ofiste kendisini çok çekici bulduğuna inandığı genç erkeklerle flört edecek.

Bu örnekten de görebileceğimiz gibi, kendilik deneyiminin (self-experience), 7. Bölüm’ün konusu olan ilişkiler (relationships) üzerinde de önemli bir etkisi vardır.

Kendiliği tanımlayan değişkenler

  • Kendilik algısı
    • Kimlik
    • Kendilikle ilgili fanteziler
  • Aşağıdakileri içeren kendilik değeri/öz-değer düzenlemesi
    • Kendilik değeri tehditlerine karşı savunmasızlık
    • Kendilik değerini düzenlemeye yardımcı olmak için başkalarını kullanmak
    • Kendilik değeri tehditlerine karşı içsel yanıt
    • Kendilik değeri üzerindeki dışsal etkiler

Önerilen etkinlik

Bireysel öğrenciler tarafından veya sınıf ortamında yapılabilir.

Dave’in kendilikle ilgili kalıplarını nasıl tanımlarsınız?

Orta yaşlı bir adam olan Dave, yıllar boyunca pek çok farklı işte çalışmış, gerçek bir yön duygusu (sense of direction) olmadan işten işe sürüklenmiştir. Bir noktada sanatçı olmak istediğine karar verdi ve maaşlı işini bıraktı, yakındaki bir garajı kiraladı ve resim yapmaya başladı -hiçbir sanat eğitimi almamış olmasına rağmen. Çoğu zaman onların yaşam tarzlarını kıskanmasına rağmen, “popüler/anaakım” kariyerlere “konan” insanları küçümsüyor. “Çok çalışıyorlar ama hayattaki her güzel şeyi elde ediyorlar” diyerek yakınıyor. Karısı ve çocukları onun dolambaçlı yollarında onu takip ettiler -hayal kırıklığına uğradıklarında, onu takdir etmediklerini söylüyor.

Yorum

Dave’in, kendilik algısı (self-perception) ve kendilik değeri regülasyonu (self-esteem regulation) konusunda zorluk yaşıyor. Düzensiz kariyer gidişatının da gösterdiği gibi, kimlik duygusu (sense of identity) belirsiz görünüyor. Herhangi bir eğitim almadan veya herhangi bir yetenek belirtisi göstermeden ressam olma girişimi, kendiliğiyle ilgili fantezilerinin (fantasies about himself) gerçekçi yetenekleri ve sınırlamalarıyla tutarlı olmadığını gösteriyor. Başkalarına büyüklük taslayarak ve onları küçümseyerek kendilik değerini regüle ediyor (regulates self-esteem) ve kendilik değeri tehditlerine (self-esteem threats) karşı son derece savunmasızdır. Aile üyelerine yaşattığı zorluklar konusundaki empati eksikliği, kendilik değeri regülasyonuna yardımcı olmak için başkalarını kullandığını (uses others to help regulate his self-esteem) gösteriyor.

Referanslar
  1. Auchincloss, E.L. & Samberg, E (2012) Psychoanalytic terms and concepts, Yale University Press.
  2. Blos, P. (1972). The function of the ego ideal in adolescence. The Psychoanalytic Study of the Child, 27(1), 93–97. https://doi.org/10.1080/00797308.1972.11822711
  3. Bromberg, P. (1998). Standing in the spaces: Essays on clinical process, trauma, and dissociation. Routledge.
  4. Cooper, A. (1988). The narcissistic-masochistic character. In R. A. Glick & D. I. Meyers
    (Eds.), Masochism: Current psychoanalytic perspectives (pp. 117–138). Analytic Press. Inc.
  5. DuBois, W. E. B. (1897). Strivings of the negro people. The Atlantic Monthly. https://www. theatlantic.com/magazine/archive/1897/08/strivings-of-the-
    negro-people/305446
  6. Eng, D. L., & Han, S. (2000). A dialogue on racial melancholia. Psychoanalytic Dialogues, 10(4), 667–700. https://doi.org/10.1080/10481881009348576
  7. Erikson, E. H. (1968). Identity: youth, and crisis. Norton.
  8. Fanon, F. (1967). Black skin, white masks. Grove Press. (Original work published in 1952).
  9. Freud, S. (1966). On narcissism. In J. Strachey (Ed.), The standard edition of the complete psychological works of Sigmund Freud, volume XIV (1914–1916): On the history of the psycho-analytic movement, papers on metapsychology and other works (pp. 67–102). Hogarth Press. (Original work published in 1914).
  10. Harris, A. (2012). The house of difference, or white silence. Studies in Gender and Sexuality, 13(3), 197–216. https://doi.org/10.1080/15240657.2012.707575
  11. Hong, C. (2020). Minor feelings: An Asian American reckoning. One World.
  12. Kernberg, O. F. (1970). Factors in the psychoanalytic treatment of narcissistic personalities. Journal of the American Psychoanalytic Association, 18(1), 51–85. https://doi.org/10.1177/000306517001800103
  13. Kohut, H. (1972). Thoughts on narcissism and narcissistic rage. The Psychoanalytic Study of the Child, 27(1), 360–400. ttps://doi.org/10.1080/00797308.1972.11822721
  14. Kohut, H. (1977). The restoration of the self. International Universities Press, Inc.
  15. Kohut, H., & Wolff, E. S. (1978). The disorders of the self and their treatment, an outline. International Journal of Psychoanalysis, 59, 413–414.
  16. MacKinnon, R. A., Michels, R., & Buckley, P. (2006). The psychiatric interview in clinical practice. American Psychiatric Association Publishing.
  17. Maracle, L. (1996). I am woman: A native perspective on sociology and feminism. Press Gang Publishers.
  18. Neubauer, P. B. (1982). Rivalry, envy, and jealousy. The Psychoanalytic Study of the Child, 37(1), 121–142. https://doi.org/10.1080/00797308.1982.11823360
  19. Reich, A. (1960). Pathologic forms of self-esteem regulation. The Psychoanalytic Study of the Child, 15(1), 215–232. ttps://doi.org/10.1080/00797308.1960.11822576
  20. Sandler, J., Holder, A., & Meers, D. (1963). The ego ideal and the ideal self. The Psychoanalytic Study of the Child, 18(1), 139–158. https://doi.org/10.1080/00797308.1963.11822927
  21. Sue, D. W., Sue, D., Neville, H. A., & Smith, L. (2019). Counseling the culturally diverse: Theory and practice. John Wiley & Sons, Inc.
  22. Winnicott, D. W. (1965). The maturational processes and the facilitating environment: Studies in the theory of emotional development. International Universities Press.
  23. Yi, K. (2014). Toward formulation of ethnic identity beyond the binary of white oppressor and racial other. Psychoanalytic Psychology, 31(3), 426–434. https://doi.org/10.1037/a0036649

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir